![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8xKeabPPkLBdAlpnt_9R5N22-qoAvC4CVT-jWokxO3WGCDQP1shdGvGxy0siN2cl0SpntJxTl6qptv4h8WUmzZIxEy-vzL5Abs_TGjdOShxAOIkA1sqBUMoUhYYbL9Jzs1NeBycQFoRcE/s320/metro-mp.jpg)
Yapımcı : Deep Silver
Yayıncı : 4A Games
Tür : FPS - Korku - Gerilim
Platform : Xbox 360, PS3, PC
İncelendiği Platform : PC
Çıkış Yılı : 2013
Oyun oynamayalı uzun zaman oldu, eee inceleme de yazamadım bu sebepten. Ancak bugün karşınızda daha önce incelemesini sizlerle paylaştığım Metro 2033 oyununun devamı niteliğinde olan Metro Last Light oyun incelemesi ile geldim. İncelemeye geçmeden önce öncelikle akıllara takılan bazı soru işaretlerini cevaplamam gerekecek.
Sitemizde yer alan bir çok oyun tam anlamıyla bir 'korku oyunu' değil. Ancak biz bir filmi, oyunu veya kitabı inceleme altına alırken bazı kriterler arıyoruz. İçinde yeterli miktarda korku ögesi veya miti bulunduran her içerik bizler için incelemeye daha doğrusu siteye koymaya aday oluyor. Bu oyunda da aynı şey geçerli. İçinde bulunan yaratıklar, Dark Ones veya mutantlar otomatik olarak bu oyunu ilgi alanımızın içine sokuveriyor. Gerekli açıklamaları yaptıysam artık oyunu mercek altına alabiliriz.
Artyom karakterini yönettiğimiz ilk oyun Metro 2033, olası bir nükleer savaşa dikkat çekiyor ve Moskova metrolarında yaşam savaşı veren insanları, tarafları konu alıyordu. İkinci oyunda ilk oyunun devamı şeklinde işlenmiş, oynayacak olanlara tavsiyem ilk oyunu da alıp oynayın, hikayede bağlantıları daha rahat kurarsınız.
İlk oyun gibi bu oyunda da asıl işimiz gücümüz Dark Ones isimli güçlü ve değişik yeteneklere sahip insanların mutasyona uğramış halleri. İlk oyunu oynayanlarınız aslında hepsinin yuvasına atılan roketlerle öldüğünü hatırlıyordur. Ancak bu oyunda bunu tam anlamıyla başaramadığımızı görüyoruz. Basit bir hikaye etrafında kurgulanan oyunda bu sefer entrikalarda var. Ancak üzülerek söylüyorum ki bu hikayeyi tek düze veya zorlama olmaktan kurtarmamış.
Bir oyunda hele yakın zamanda piyasaya sürülmüş bir oyunda olmazsa olmazlardan birisi elbette grafikler oluyor. Şahsen ilk oyunda özellikle mutant modellemelerinde ciddi sıkıntılar olduğunu dile getirmiştim. İkinci oyunda bunu değiştireceklerini umarak oynadım ancak üzülerek söylüyorum ki yaratık modellemeleri konusunda ekip yine başarısız olmuş. İlk oyundan bile kötü modellemeler görmek mümkün maalesef. Tabi bu tüm mutantlar için geçerli değil. Bazı mutant modellemeleri daha iyice ancak geçer not alması günümüz için pek uygun değil. Çevre gerçeğe yakın bir çizgide tasarlanmışken mutantların bu kadar kötü olması insanı düşündürüyor. Birde birbirinin aynısı olan insan modellemelerini görünce iyice içiniz sıkılıyor. Artık binlerce askerin farklı farklı modellendiği strateji oyunlarında bile bu hataya düşülmezken bir FPS oyununda bunu görmek biraz rahatsızlık vermiyor değil. Oyunda grafik olarak değinilmesi gereken ve bence oyunun en can alıcı noktalarından birisi olan ışık ve gölge efektleri ise ciddi anlamda ilk oyun gibi sizi atmosfere çekmeyi başarıyor. Bu konuda yine tam notu hak ettiğini düşünüyorum.
İkinci oyunun bize sınırlı getirilerinden birisi de çevreyle etkileşimin, ilk oyuna göre daha aktif kendini belli etmesi. Daha fazlası da olabilirmiş ancak bu kadarıyla yetinmek zorundayız şimdilik. Oynanışta göze çarpan noktalardan bir diğeri ise silahlarımızı artık azda olsa 'upragade' edebilmemiz. Tabi bu susturucu ve dürbün gibi belli başlı ekipmanlarla sınırlandırılmış ancak oyunun çok kısa olan süresi dikkate alındığında fazlasına ihtiyaç olmadığı aşikar. Oyunu ciddi anlamda kısa sürede bitirdim ve bazı bölümler haricinde pek takılmadan ilerleyebildim. İkinci oyunda sırf sizi zorlasın diye koyulan 'boss' lar yok. Daha ziyade biraz aklımızı kullanmamız gereken yerler var. Yalnız dediğim gibi zorlayıcı bir durum söz konusu değil.
Oyun senaryosunda bazı göze çarpan mantık hataları olabiliyor. Bu da gerçekçi -yaratık modellemeleri dışında- atmosfere ciddi bir darbe vuruyor ve bazen oyun keyfinizi, heyecanınızı alıp götürüyor. Mantık hatalarına birde tek düze savaşan ve omuz üstünden takla atmak dışında bir hüner sergileyemeyen askerler eklenip, zayıf bir yapay zekayla harmanlanınca oyun ciddi anlamda 'çocuk oyunu'na dönüyor. Yalnız bazen sayıca fazla düşmanlarla savaşmak zorunda kalabiliyoruz. O durumlarda fenerinizi kapatıp sessizce tek tek düşmanlarınızı avlamak az da olsa oyuna bir heyecan katıyor. Yeni eklenen bir ikincil silahımız var ki oyuna renk getirmiş. Bu silahımız aslında eklenmesinde geç kalınmış olan bıçak. Elimizde ki bıçağı fırlattığımız taktirde ses çıkartamadan ölen düşmanlarımızın üzerinden bıçağı tekrar alabilirken, diğer askerlere de durumu fark ettirmemiş oluyoruz. Tabi diğer askerler sizden uzaksa susturucu silahla da gayet güzel işler başarabiliyorsunuz. Bu arada hemen ekleyeyim silahların vuruş etkisi gayet güzel olarak oyuna entegre edilmiş.
Gel gelelim Metro oyunlarında en çok takdiri toplayan konuya; seslere. Ben şahsen ilk oyunun seslerini de oldukça sevmiştim ancak bu oyunda sesler bir kademe daha yukarı taşınmış durumda. Oyunda öncelikle değinilmesi gereken nokta bence seslendirmeler. Yaratıkların sesleri o kadar taktire şayan değil ancak insan sesleri gerek aksandan, gerek akıcılıktan olsa gerek kulağa çok güzel geliyor. Rus aksanıyla İngilizce konuşan insanları dinlemek için elimden geleni yaptım ben şahsen. Şayet ses açısından ayak sesleri yeterli derecede ancak silah sesleri bence muhteşem olmuş. Seslerin yankısı ise oyunda kendine çok yer edinmemiş, düzeltilseydi ama tadından yenmezdi.. Sesler konusunda olumsuz eleştiri yapmayı emin olun istemezdim. Ancak bir durum var ki oyun keyfimi cidden baltaladı.Oyunda mesela düşman sizi görünce kolunuzda ki hayati saatin -hayati çünkü gaz maske filtresinin ne kadar süre dayanacağını oradan görüyoruz- üzerinde mavi ışık yanıyor. Bu güzel olmuş ancak gel gelelim birde düşmanlarınız sizi görünce müzik başlıyor -sözde gerilim dolu- ve bir yere saklandığınızda aniden kesiliyor, hafif çıkar gibi yapın aniden tekrar başlıyor. Ve bu ciddi anlamda saçma olmuş. Hani müzik önce ritim kaybetse veya şiddeti azalsa olabilirdi. Ancak ani değişimler oyunda eğrelti duruyor ve tüm keyfinizi baltalıyor.
Artık incelememizin sonuna yavaş yavaş gelirken çoğu noktada hayal kırıklığına uğradığımı söyleyebilirim. İlk oyunda ki önemli hatalarını gördükleri halde düzeltmemeleri eminim hayranlarını oldukça üzmüştür. Aynı şekilde ne kadar giriş menüsü, bıçak atma, yeni mutatlar gibi yenilikler oyuna renk katmış olsa da; hikayenin basitliği, grafik hataları, yapay zeka gibi bazı konularda oyun maalesef 'yine' puan kaybediyor. Tabi birde pazarlama hamlesi olarak gereksiz bir ayrıntı olarak eklenen erotizm de oldukça absürt duruyor. Oyun aslında eleştirilere bakıldığında oynanacak gibi durmasa da bir şeyler sizi oyunda tutuyor. Sizi oyunda tutan ögeleri irdelemek yerine hatalarına rağmen eğlenmek için gidip alın ve oynayın derim.
İncelemeyi burada bitiriyorum ve bir diğer oyun incelemesinde görüşmek üzere hepinize iyi eğlenceler diliyorum arkadaşlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder