11 Temmuz 2013 Perşembe

Ada: Zombilerin Düğünü (2009) - Analiz ve Kamera Arkası




Türkiye'de film çekiyorsanız, özellikle de korku filmi gibi çok fazla sayıda yeni iş çıkmayan bir alanda çalışmak niyetindeyseniz; pazarlama hamlesi olarak "ilk" olmakla övünürsünüz. Çoğu zamanda bu "ilk" olan filmler gerçekten de ilk olduğunu belli edercesine çaylaklık ve amatörlük kokar. Amatör ruh, bir korku filmi için yenilik dinamiklik anlamına gelse de aynı zamanda yüzeysellik ve yavanlık gibi önemli handikaplarının da ortaya çıkması muhtemel bir unsurdur. Denenmeyen alanlarda ve ara türlerde film çekmek, Türk korku sinemasına yenilikler kazandırsa da bu "ilk" filmlerin çoğunlukla kült olmaktan çok uzak yapımlar olduğu da yadsınamaz.

İşte böyle bir iddiayla beyazperdeye taşınan filmlerden biri de yönetmenliğini ve senaristliğini  Talip Ertürk ve Murat Emir Eren ikilisinin yaptığı 2009 yapımı "Ada: Zombilerin Düğünü" filmi oldu. Film "Türkiye'nin ilk zombi filmi" mottosuyla ortaya çıksa da alıştığımız zombi filmlerindeki kasvetli apokaliptik havadan çok uzak bir yapım.

Melez türlerin giderek yaygınlaştığı korku sinemasında 'Ada' filmi de bu modaya uyarak salt bir korku filmi olmak yerine, eğlenceli bir yapıda ilerleyen korku-komedi ara türüne dahil edebileceğimiz yapım olmuş. Makyajlarını Dükkan-ül Hayal'in yaptığı film, bir çok yabancı yapıma taş çıkartacak cinste. Korku-Komedi türünde bir zombi filmi deyince hemen akla gelen filmler: 2004 yapımı Shaun of Dead ve 2009 yapımı Zombieland filmleri oluyor. Ada filmi bu konsepte benzer bir yapıda olsa da gerek düşük bütçeli bir yapım olmasıyla gerek de daha bize has esprili bir yapıya sahip olmasıyla diğer iki filmden ayrılıyor. Zira Shaun of Dead filmi için yaklaşık 6 milyon $'lık bir bütçe ayrılırken türün diğer filmi Zombieland için 23 milyon $'dan fazla bütçe ayırdığını göz önünde bulundurursak Ada: Zombilerin Düğünü filminin bu iki rakiple yarışamayacağı aşikar. Fakat çok kötü eleştiri yaparak filmi yerden yere vuranların aksine ben, filmin yeterince analiz edilmediği için sanki film izlenilmeyecek kadar kötüymüş gibi bir izlenim yarattığını düşünüyorum.






Öncelikle Ada filmi salt bir korku filmi değil ve bu yüzden bir ana tür başlığı altında değerlendirmenin son derece yanlış olacağı kanısındayım. Film salt komedi filmi değil bu yüzden karnımız ağrıyana kadar güleceğimizi düşünerek izlemekte büyük bir hata olur. Zira Shaun of Dead filmi bile absürtlüğün doruklarında gezmesine rağmen bizi yerlere yatıracak kadar güldürmüş bir film değildi. Aslında zombi konsepti güldürmeye elverişli bir tür değil. Çünkü gerçek anlamda  iyi bir plastik makyajla ortaya çıkarılmış zombi karakterini absürtleştirmek dışında komedi malzemesi yapabilmeniz pek mümkün değil -ki Ada, Shun of Dead ve Zombieland filmlerinde de tam olarak yapılan buydu.




Gönül ister ki yapılan işler hep en iyiler arasında yer alsın -ki muhtemelen yapılan en iyi işlerle kıyaslanıp yerden yere vurulmasının da sebebi yine bu iyi niyetten kaynaklanıyor. Fakat Ada filmini, kendisinden yine çok büyük bir bütçe fazlasıyla yapılmış olmasına rağmen başarı kelimesiyle uzaktan yakından ilişkilendirilemeyecek, 2012 yapımı Cockneys Vs Zombies filmiyle kıyaslarsak aslında ne kadar başarılı bir iş yapıldığını görebiliriz. Cockneys Vs Zombies filmi yaklaşık 3,5 milyon $lık bir bütçeyle yapılmış, fakat makyajlarına ve oyunculuklara Ada filminin yarısı kadar bile özenilmemiş bir yapım. Üstelik korku filmleri anlamında başarılı filmler çıkarmış ve korku sineması bize kıyasla daha gelişmiş olan İngiliz korku sineması ürünü bir film.

Genelde korku filmlerinde oyuncular arasında sürekli göz önünde olan ünlülerin yer almaması gerektiğine inanırım. Çünkü önceki akşam magazin haberlerinde kameralardan kaçarken gördüğünüz birini bir sonraki gün beyazperdede bir katilden veya yaratıklardan kaçarken izlemek pek inandırıcı olmuyor açıkcası. Fakat bu konuya söyle bir parantez açmak gerek: gerçek anlamda oyunculuğuyla bize karakterin etten kemikten biri olduğu hissini yaratabilen oyuncular bu kategoride yer almıyor. Örnek vermek gerekirse Türkü Turan bir çok ayrı filmde yer almasına rağmen size o hissi yaşatabiliyor -maalesef ki Musallat 2 filminin genel olarak başarısız bir yapım olması izleyicilerde onun oyunculuğunun da kötü olduğu yönünde bir izlenim yarattı o ayrı. Ada filmine dönecek olursak, filmde bir çok ünlünün yer aldığını fakat hepsinin yan rollerde olduğunu görüyoruz. Daha ziyade böylesine yeni yapılan bir işe destek vermek amacıyla bu filme dahil olan ünlüler, filmin salt bir korku değil de korku-komedi türünde olması sayesinde benden geçer not aldılar. Fakat sanki bazı sahnelerde yan rol oyuncularının ünlü olmalarından dolayı absürtlük ayyuka çıkacakken bizleri frenlediklerini söylemek de pekala mümkün.

Ada: Zombilerin Düğünü filminin yerden yere vurulmaması gerektiğini, düşük bütçeli olmasının, salt bir korku değil de korku-komedi türünde olmasının ve aynı zamanda Türk korku sinemasında ki ilk zombi denemesi olduğunun göz önünde bulundurularak izlenirse filmden daha çok keyif alınacağı kanısındayım. Filmlerin kıyaslanırken doğru parametreler göz önüne alınmadan yapılan karşılaştırmaların yanlış sonuç vermesi normaldir. Ada: Zombilerin Düğünü filminin başarısız bir film olduğunu düşünmüyorum. Çeşitli eksiklikleri olmasına rağmen izlerken keyif alınabilecek bir yapım.


Ada: Zombilerin Düğünü Filminin Kamera Arkası:















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder