
Yazar: Tess Gerritsen
Kitabın Orijinal Adı: Girl Missing
Çeviren: Laden İldeniz
Yayın Yılı: 2012
Yayınevi: Martı Yayınları
Sayfa Sayısı: 352
Ebat: 13.5x21 (cm)
Kapak: Karton
ISBN: 6053480570
Arka Kapak
İlk ceset tam bir muammadır...
Kız genç ve güzeldi. Üzerinde, bir telefon numarası karalanmış kibrit kutusu dışında bir delil bulunamamıştı.
Sonraki ceset bir uyarı...
İkinci cesedin ardından adli tıp uzmanı Kat, şehrin sokaklarında acımasızca dolaşan bir seri katilin varlığından endişe eder. Fakat ne polis ne de belediye başkanı onunla aynı düşüncededir, çünkü Katin şüphelendiği kişi şehrin en tanınmış isimlerindendir.
Peki sıradaki ceset... kendisi olabilir mi?
Ölü sayısının artması üzerine Kat, katili ortaya çıkarmak için harekete geçer. Fakat katil sandığından daha da yakınındadır. Katin ona doğru attığı her adım acaba kendi sonunu mu getirecektir?
Tekrar bir Tess Gerritsen romanı incelemesiyle karşılarınızdayım. Uzun zaman direnmeme rağmen, bu kitabı okuduğumda Libro Mortis'in 'Tess Gerritsen'in kitapları tek bölümlük amerikan dizisi gibi artık.' sözüne katıldım. Sebebini aşağıda açıklayacağım. Yalnız özellikle bir noktaya değinmem gerekecek. Tess Gerritsen eğer olur da bu çizgide yürümeye devam ederse, kitapları gerilim-polisiyeden daha farklı bir türe girecek. Şimdilik bu korkumu kenara bırakıyorum ve incelememe başlıyorum.
Katherine Novak adli tıpta çalışan bir doktordur. Şehirde ki bir çok ölüm vakasını değerlendiren, otopsisini yapan bu yalnız kadın bir sabah aslında çokta üzerine düşülmeyecek bir ölüm vakası hakkında biraz araştırma yapmaya karar verir. Bu araştırmanın sonucu onu gelgitli bir aşk serüvenine ve hayatını fazlasıyla tehlikeye atacak bir kovalamanın içine sürükler. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacağı gibi, hayatı tehlikededir ve karşısında duran insanlar, aslında ona çok yakındır.
Arkadaşlar Tess Gerritsen'i iyi tanımamdan mı yoksa başka bir sebepten mi bilemiyorum ancak son zamanlarda okuduğum tüm kitaplarında hikayenin en başında olay kurgusunu temel hatlarıyla çözebiliyorum. Bu başka yazarlar için pek geçerli olmuyor. Nitekim bu kitapta da aynı şey oldu. Daha yeni başlamışken olayı çözümledim. Fazla sırıtan ipuçlarını önceden verdiği için olsa gerek, artık eskisi kadar kitaplarını okumak pek keyifli gelmiyor. Aynı zamanda artık şiddet veya otopsi sahneleri yerine aşk daha fazla yer alıyor. Biran kendimi Türk yazarların sonu baştan belli basit aşk romanlarını okuyormuş gibi hissettim. Ve hep belirttiğim gibi aşk; gerilim, korku türünde pek hoş durmuyor. Ruhundaki Zehirle Yüzleş'te ise kitabın yarısından fazlası aşk içeriyor. Bu da okuyucu oldukça bunaltıyor. Biran önce konuya geçmek için can atmasına sebebiyet veriyor. O yüzden size tavsiyem pek bir düşük tutun beklentilerinizi.
Aslında kitap hakkında konuşulacak çok az şey var. Canınız sıkıldığı bir gün elinize alıp bir kaç saatte bitirebileceğiniz bir kitap. Boş vakitlerinizi değerlendirmek için tavsiye ettiğim kitabın incelemesini bitirirken, kitap hakkında ki yorumlarını esirgemeyen Libro Mortis'e buradan teşekkürlerimi sunarım.
Not: Arkadaşlar kitap incelemesinin kısa olması, hakkında bahsedilecek şeylerin az olmasından kaynaklıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder