4 Şubat 2013 Pazartesi

Dead Space II (Oyun İncelemesi)

Yapımcı: Visceral Games
Yayıncı: EA Games
Türü: Korku, Aksiyon, Gerilim
Platform: PC, Xbox 360, PS3
İncelendiği Platform: PC
Çıkış Yılı: 2011






Merhaba tüm herkese tekrardan. Üniversiteli arkadaşlar için bu haftalar hep sıkıntılıdır. Vizeler başlar, onlar biter finaller başlar,tam kurtulduk derken bütünlemeler olur hayatınız Eee; sitenin yazarları da aynı telaşla çalışıyorlar. Tabi arada rahatlamak, eğlenmek için bazı şeylerde yapıyorlar. Mesela Nikarawas yeni araştırmalar yapıyor, Persephone Saw serisini izliyor. Bende sizler için Dead Space 2'yi tekrar oynadım. Ve etkisi inanılmazdı. İlki kadar heyecanlı, ilki kadar nefes kesen... Yine konuya ortadan daldım galiba. Artık incelemeye başlayalım o zaman.


Daracık mekanlar mı, yoksa sonsuz boşluklar mı?
Dead Space serisini duymayan korku sever varmıdır? Zannetmiyorum. O kadar geniş yankı buldu ki, Isaac sanki komşumuzmuş gibi tanıyoruz artık. Onun hikayesiyle üzüldük, gerildik, korktuk... Şimdi onun hikayesinin devamını oynama zamanı. Oyun bize neler veriyor, ne eksiği, ne artısı var bir bakalım.

İlk oyunu bilen hatırlar; Isaac bir maden araklama gemisinde ki garip olaylar yüzünden; çokta kalabalık olmayan bir grupla beraber esrarengiz gemiye gider. Isaac bir mühendis olduğu için ona güvenilmektedir. Ama bu görev Isaac için başka anlamalar ifade etmektedir. Çok sevdiği karısı da haber alınamayan o gemide görevlidir. Böylece başlar Isaac'ın mücadelesi. Bence 'mücadele' onun durumunu anlatan en güzel kelimelerden birisidir. Çünkü baş ettiği- etmeye çalıştığı şeyleri görünce sizde hak vereceksiniz.



Olay yine uzayda, boşlukta geçiyor arkadaşlar. Ama bir şehir yapılanması (ne diyeyim inanın bilemedim) mevcut. Ve biz hikayeye o meşhur; Isaac'în karısıyla son görüşmesiyle başlıyoruz. Biraz sonra görüyoruz ki aslında olay çok farklı. Karşımızda biri duruyor. Deliler hastahanesindeyiz! Etraf güvenli -delileri saymazsak- uzayda bir hayat almış başını gidiyor. Atmosfer süper. Modern alışveriş merkezleri, süper çocuk yuvaları, teknolojik kiliseler. İşte ikinci oyunumuz burada başlıyor ve devam ediyor. Amacımız Isaac'ın yeni bir hayat kurmasını sağlamak, çevreyle ilişkilerini iyi tutmak ve elbette para kazanmasını sağlamak. Tüm bunları yaparken gülmek, eğlenmek... İlk oyundan korkanlar buradan sonrasını okumasınlar. Onların içini rahatlatmak için söyledim biraz öncekileri. Kötülük durmuyor, tam tersine artıyor çünkü. Daha ilk dakikalarda istila başlıyor ve karanlık; insanlığı içine çekiyor. İşte bu noktada yıllar önce oynadığım güzide oyun Suffering geldi aklıma. Orada da hatırlarsanız bir hapishanede elimiz kolumuz bağlı, tek başımıza kalıyorduk. Burada da Suffering ile aynı hikaye geçerli arkadaşlar yani biraz araklama varmış gibi hissettim. Elimiz kolumuz bağlı; ve ölmemek için yollar arıyoruz oyunun en başında. Çok şükür fazla sürmüyor bu. O muazzam atmosfer; oyunun ilk dakikalarda başlıyor ve devam ediyor oyun sonuna kadar.

Oyun; ilk oyuna göre oldukça iyi. Biliyorsunuz ki ilk oyunu da incelemiştim. Bazı yetersizliklerden bahsetmiştim. Mesela ilk oyunda ki gibi hantal değil artık Isaac. Daha rahat bir oynanış sunuyor sizlere. Ama yine zıplayamıyor, yine zıplayamıyor. Zıplama yaması diye aradım hatta internette. O da yetmedi gidip şirketi aradım. Onlarda olumsuz yanıt verdi. Yok arkadaşlar yok. Isaac zıplayamıyor. Ve gayet normal bir şey gibi gözükse de oyunda en büyük sıkıntım bu oldu. Hep elim 'space' tuşuna gitti, sonu hep hüsran...
Şaka bir yana yeni oyunda Isaac'ı daha rahat oynuyoruz. Bu sefer kamera açıları olsun, hareketleri olsun daha hoş hatta kusursuz olmuş arkadaşlar. Bu konuda hiç bir sıkıntı kalmamış. Eee grafikler, detaylar ve oyun motorunun getirileri de olduğu yerde saymamış... Hepsi son derece güzel tasarlanmış. Yalnız bazı yerlerde ışığı çok iyi ayarlayamamışlar, dokularda zaman zaman yakından bakınca aksilik çıkartıyor. Ama bu keyfinizi veya korkunuzu diyelim azaltmıyor.

İkinci oyunda bir çok farklı görev var. Hele ki çözene kadar canınızın çıktığı bulmacalar... Şahsen ben kendimi bu konuda yetenekli görürdüm ama yanıldığımı anladım. Bazı yerlerde özellikle çok takıldım. Tam çözüm kısmı eklenirse siteye bu oyun ilk adaydır arkadaşlar. Ama bu bulmacalar gayet güzel olmuş oyun için. Oynanılabilirliğinden bir şey kaybettirmediği gibi, uzun olması açısından da işlevli duruyor bence.
Şöyle bir kontrollere değinelim dersek; bizi ilk oyundan farklı pek bir şey beklemiyor. Yapımcılar elde olanı yeterli görmüş olacak ki oyuna yeni bir şey eklememişler.

Ya Senaryo?

Senaryo açıkca ifade etmek gerekirse bana ilkinden daha güzel geldi. Bir oyunda hiç mi nefeslenecek yer olmaz? Olmayabiliyor arkadaşlar sizde bunu Dead Space II yi oynadığınızda göreceksiniz. Etrafta ki yaratıklar yetmiyormuş gibi bu sefer birde Isaac'ın karısıyla ve onun türlü oyunlarıyla uğraşıyoruz. Bu dakikalar da Isaac kontrolünü kaybediyor. Birde çok enteresan arkadaşlıklar ediniyoruz. Tabi bizi öldürmeye yeltenebiliyorlar o noktada sıkıntı yaşayabiliyoruz.

Senaryo güzel, görevler değişik, grafiksel anlamda istediklerimizi fazlasıyla bize veriyor. Ya asıl konumuz? Korku? Arkadaşlar içtenlikle söyleyebilirim ki oyuna alışırken ben bile zaman zaman gerildim. Atmosferi tam anlamıyla yaşatmayı başarmış yapımcılar. Hele birde seviye olarak zorda oynuyorsanız işiniz çok zor. Ama Metro 2033 veya Prototype oyunlarında ki gibi sizi sadece ama sadece zorlamak için yapılmış bölümler bu oyunda ne mutlu bize ki yok. Çünkü öyle durumlarda oyuncunun hayat enerjisi ekran başında sıkıntıdan akıp gidiyordu. Öyle yerler olmamasına rağmen yine de bahsettiğim iki oyundan zor  Dead Space II. Nasıl oluyor anlam veremeyebilirsiniz şu an ama oyunu oynadıkça bana hak vereceksiniz.

Silahlar!

Bir korku oyununda silahlar önemli yer kaplar arkadaşlar. Dead Space'in ilk oyununda biliyorsunuz ki daha çok mühendis aletleriyle savaşmıştık. İkinci oyunda belki benim dikkatimden kaçmıştır ama farklı silah göremedim. Bir kaç özellik ve düzenleme elbette yapılmış ama ateş modu kullanımı falan hep aynı. Ben tabi ki yine testeremi aldım ve öyle oynadım. Yakın mesafe de mükemmel etki sağlıyor bahsettiğim dönen testere. Hiç yoktan bir kere denemenizi tavsiye ederim.
Tabi silahlarınızı kullanırken dikkat etmeniz gereken bazı şeyler var. Mesela hava boşluğuna açılan camlara ateş etmeyin derim. Yoksa kanlı bir ölüm sahnesi sizi bekliyor. Ama sırf keyif olsun diye benim gibi arada denemenizi de şiddetle tavsiye edeceğim. Madem adamlar o kadar uğraşıp o sahneleri yapmış; bizde değerlendirelim...

Dosta, Düşmana Karşı.

Arkadaşlar bu oyunda dostumuz kim, düşmanımız kim bilemiyoruz. Ortalık öyle karışıyor ki... Bunu çözmekte tabi bizlere kalıyor. Düşmanlarımıza biraz değinelim istedim. Oyunda beni ciddi anlamda en çok etkileyen kesinlikle bebekler ve çocuklar oldu. Yaratığa dönüşmüş bu afacanlar kalabalık gruplarla genelde bir yere kapalı kaldığınızda karşınıza çıkıyor. Yaratığı öldürmek sorun değildir hiç bir zaman. Ne kadar korkunç olursa olsun nihayetinde 'kötü' bir varlıktır o. Ama gel gelelim ufacık bebekler emekleyecek size yaklaştığında oyun yapımcılarının şiddete ne açıdan baktığı görebileceksiniz. Sadece bebekler değil, çocuk yaratıklarla da karşılaşacağız ve şiddetin, hayatta kalma mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu iliklerimize kadar hissedeceğiz.
Bir diğer düşmandan bahsetmek istiyorum. Yavaşlatılabilen ancak öldürülmeyen bir yaratık düşünün. Şimdiden 'hadi canım' dediğinizi duyar gibiyim. Bu arkadaş oyunun sonlarına doğru çıkıyor neyse ki. Yoksa oyun emin olun bitmezdi.
Bazen bizden sayıca fazla ve bir o kadar güçlü düşmanlarla karşılaşabiliyoruz. Bu durumda 'statis' ve 'kinesis' özellikleri imdadımıza yetişiyor. Onları yavaşlatabiliyoruz, hatta bazı objeleri onlara fırlatabiliyoruz. Merminin az olduğu ve 'cimri' davranmamız gereken yerlerde bu özelliği oldukça fazla kullanacağız. İlk suit -zırh, giysi ne derseniz deyin- fazla envanter taşıyamıyor. Bu yüzden statis özelliğiyle ilerlemek zorunda kalabiliyoruz. ama onuda har vurup harman savuramıyoruz çünkü bir sınırı var. Yine sırtımızda can göstergesinin yanında yer alan mavi barımıza göre hareket ediyoruz, bitince bazı özel şarj ünitelerinde barı doldurabiliyoruz.

Genellersek biraz; ilk oyunu kesinlikle oynayın, hatta millete oynatın demiştim. Arkadaşlar bu oyun ise oynamadığınız zaman çok şey kaybedeceğiniz bir oyun. İlkinden daha güzel, daha etkileyici. Çok bir şey eklemeden nasıl oldu da bu kadar harika bir oyun çıkarttılar inanın anlayamıyorum. Ben oyunu bitirmek için değil, zevk almak için oynadım. Bazen bilerek öldüm, gereksiz şeyler denedim. Ve ayrıntılarda oyunun daha da güzelleştiğini fark ettim. Bu arada bahsetmedim ama Bench veya Store bu oyunda da aynı şekilde -bana daha gösterişli ve teknolojik geldi- var. Tekrara girmemek için anlatmadım ama belirtmekte fayda var.

Sonuç olarak 'oynayın' demeyeceğim tekrar tekrar, kalitesi ile kendini belli eden bir oyun sonuçta. Uzun zamandır -Nosferatu/Wrath of Malachi'den bu yana- böylesine güzel bir oyun oynamamıştım. Keyifli oyunlar şimdiden herkese...







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder