13 Eylül 2012 Perşembe

Mezarına Tüküreceğim-I Spit On Your Grave

Orjinal Adı; I Spit On Your Grave
Yapım; 2010-ABD
Tür;Korku-Gerilim
Yönetmen;Steven R. Monroe
Oyuncular; Sarah Butler, Chad Lindberg, Jeff Branson, Andrew Howard
Süre;105dk


Yeni yazacağı roman için; sessiz sakin bir dağ kulübesi seçen Jennifer; başına geleceklerden tamamen habersizdir. Kasabanın gençleri tarafından tecavüze uğramasının yanı sıra güvenip sığınabileceğini düşündüğü kasabanın şerifi de onun hatalarından birisi olacaktır. Jennifer; tekrar dönecek ve yaşadığı acıların intikamını onların yöntemlerini kullanarak alacaktır...









Sizleri bilmem ama ben slasher tarzı filmleri seven birisiyim. Yazdığım hikayelerde, oynadığım oyunlarda, izlediğim film veya okuduğum kitaplarda; kan, şiddet gibi öğeler ne kadar fazlaysa o kadar mesut bir insan olurum. Zaten hikâye yazmam da ki amaçlardan birisi buydu. Neyse. Bugün sizler için inceleyip, yorumladığım film işte tam olarak bu kategoriye giriyor. Sosyal medya da ne kadar başka birçok filme benzetilse de; aslında bu film yetmişli yılların sonunda çekilen Day of the Woman; I Spit On Your Grave isimli filmin re-make hali. Düşük bütçelerle çekilen (bu belli oluyor) film yukarıda da bahsedildiği gibi; bir yazarın başına gelen olayların intikamını almasını ele alıyor. Filmi artılarıyla, eksileriyle sizlere anlatmadan önce izlemeyi düşünenlere cinsel içeriğin bazılarını rahatsız edebileceği belirtmekte fayda var.
  


Film tam da bir korku/gerilim filminde olması gerektiği gibi sakin başlıyor. Eğer korku filmlerin takipçisiyseniz neler olacağını az çok çıkartıyorsunuz hemen başlarda. Bu bir eksiklik değil elbet ama belirtmek istedim. Filmin beğenmediğim tek yanı var. O da maalesef filmin tamamıyla alakalı bir durum. Filmde tecavüz sahneleri ve öncesi o kadar çok yer kaplıyor ki… Geriye kalan 10-20 dakikalık bölümde filmin korku/gerilim tarzında olduğu hissediliyor tek.  Film tecavüzle başlıyor ve aynen tecavüzle bitiyor. Ve gerilim sahneleri maalesef çok az yer edinmiş filmde. Eminim düşük bütçeli olduğu için böyle kurtarmaya çalışmışlardır. Tabi tecavüze uğrayan kadının gözünden olayları izleyip; filmi dram filmine de çevirebilirsiniz kendinizce. Neyse. Ama tekrar tekrar belirteyim ki bu tür bir şey yani tecavüzün vurgulanarak tüm ayrıntılarıyla işlenmesi ve bunun gereğinden fazla yer kaplaması bence kalitesini düşürmüş. Cinsel içerikli sahneler artık her tarz filmde fazlaca karşımıza çıkıyor olabilir. Buna karşı birisi de değilim. Ama abartılması hoş olmuyor. Son sahneler gayet iyi. Eğer biraz daha uzun sürseymiş şiddet sahneleri filmi daha çok beğenirdim. Makyaj konusunda ekip iyi iş çıkartmış. Ama yinede bir şeyler eksik kalıyor. Onu da hep çözemedim ve bu film aklımda maalesef öyle kalacak.
 Bu arada hakkını yemeyelim filmin başrol oyuncusu Sarah Butler çok iyi iş çıkartmış. Çokta tanınmış olmayan bir oyuncudan bu denli güzel bir performans beklemezdim ne yalan söyleyeyim. Tabi Chad Lindberg de gayet güzel iş çıkartmış. Diğer oyunculuklarda iyi sayılır. Yalnız daha önce ki birkaç filminde de hoşuma gitmeyen bir oyuncu var ki değinmeden geçemeyeceğim. Andrew Howard nedendir bilinmez ama hiç hoşuma gitmiyor. Yani yapmacık duruyor filmlerde. Mehmet Ali Erbil gibi düşünün.
Son bir ayrıntıyı bu arada paylaşmak yerinde olacak. Film handycam tekniği ile çekilmemiş(çok şükür). Ama olaylar aslında bir yerde 'handycam' olayının etrafında dönüyor. Filmi izleyince ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Özet olarak; filmi izlemenizi tavsiye edeceğim. Düşük bütçeyle gayet slasher tarzı filmlerin çekilebileceğini bize göstermesi bile yeter. Ah birde o malum hataya düşmüş olmasaydı...









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder