1.Gece;
01.52
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg17aVsDQAVsKqDZ1laoy2b_ndFyfLI3dCrV0k24g28090PucQmYEiNiQPalkactdG7AuPx2PYogu7oQqYBzDXOILV-2nW9Ojft4pp9x5UjfORz7474FXwF7e2b-yktYRZrKPM07oz6z7Br/s1600/images+(2).jpg)
Onların gaflet anlarında yaparlar işlerini. Zaten her gece olmaz bu kazıcılar. Haftada birkaç gün. Geçen yine bunlar kazı yapıyorlardı.4 gün falan önce. İkisi de kazdıkları mezarların içinde son düzenlemeleri yapıyorlardı. O sırada eğlence olsun diye gece buraya arada bir gelen gençler yine her zaman ki gibi etrafta gezinip sözde korkusuzlukları kanıtlarken bunlardan birisi üstü başı çamur içinde mezardan çıkıp öksürdü. Gençler nasıl kaçtı anlatamam. Artık gelmezler. Benimde bir eğlencem daha yitip gitmiş oldu böylece. Ama o gece çok güldüm. Bu arada bizimkiler yani mezar kazıcılar artık işlerini bitirdiler. Ayakta zor duruyorlar; sarhoş ikisi de. Ve sonunda evlerine gidiyorlar. İlk gün böyle olaysız geçti. Kötü oldu…
2.44
Bir dakika, bir dakika. Yine o fotoğrafçı genç çocuk geldi.
Bakalım bu gece kimin huzurunu bozacak. Bir kaç gün gömülen o ünlü aktörün mezarına yöneldi bakalım şimdilik. Eline küreği ve kazmayı aldığına göre; bu
gece güzel geçecek. Bu çocukta garip bir şeyler var. Fotoğrafları niye çekiyor
bilmiyorum. Diğer birkaç fotoğrafçı gibi satmıyor gibi geliyor bana. Bir ölüyü
çıkarttıktan sonra uzun uzun onu izliyor. Sanki yapılması imkansız bir tabloyu
yapan bir ressamın eserini incelemesi gibi. Sonra bir şeyler mırıldanıyor. Dudakları
o kadar ince ki… Sanki hep bir gülümseyiş varmış gibi duruyor. Bunu yakınından
izleme fırsatı yakaladığım için iyi biliyorum. Saçları uzunca ve dağınık. Sanki
doğduğunda bile yüzünü kaplıyormuş gibi duran; hiç değişmeyen kısa sakalları
var. Ona alışkınım. Hafta da bir kere gelir. Kimin mezarını seçeceğini
kestirmek kolaydır. En taze mezar en iyisidir. Bugünkü şanslı ise dediğim gibi geçen
ölen ünlü. Cenazesi o kadar kalabalıktı ki… Neyse. Kazmaya başladı bile.
Hareketleri beklenmeyecek kadar hızlı. Zayıf bedeninden beklenmeyecek kadar da
güçlü.
03.00
Aradan 15 dakika geçti. Galiba ulaştı o ‘değerli’
hazinesine. Ve her zaman ki gibi hipnoz etkisindeymişçesine kefenini araladığı
ölüyü izliyor. Trafik kazasında ölen bu genç aktörün parçalara ayrılmış bedeni
onu rahatsız etmiyor. Ne kadar yaraları dikilmiş bile olsa hala bazı kısımları
kayıp. Bunu bana ölüyü yıkan imam söyledi. Alkolü fazla kaçıran aktör yeni aldığı pahalı Mercedes ile bariyerlere çarpmış. Gelen ekipler, uzun uğraş verdiyseler de acı içinde ki aktörü arabadan; sıkıştığı yerden çıkaramamışlardı. İmam olmasa bu tür bilgilere ulaşmam zor. Onunla aramı iyi tutmaya çalışıyorum. İmam dediğime bakmayın bu arada. Paradan başka bir şey düşünmez…
Sinir herif. Bu arada bizim gencin hipnoz süresi bitti. Yine bir şeyler
mırıldanıyor olsa gerek. Buradan tam göremiyorum çünkü. Ve işte fotoğraf
çekimine başladı. Bugün her zamankinden kısa sürdü mırıldanması ve cesedi
incelemesi. Sanki bir acelesi varmış gibi hızlı hallediyor işlerini. En sonunda
bitti işi. Cesedi kefene sarmadan mezara yuvarladı. Böyle bir şeye ilk kez
tanık olmuyorum ama bu genç çocuk ilk kez yapıyor. Mezarın üstünü hızla
kapatmaya başladı şimdide. Kefen hemen yanında duruyor.
3.56
İşi bitti. Kefeni düzgünce katlayıp daha önce fark etmediğim
büyükçe bir poşete koydu. Anlaşılan çektiği fotoğraflar yetmiyor. Artık yeni
fetişleri var… Şu an görüş alanımdan çıktı. Bu da anlaşılan önceki bir çok benzeri gibi 'daha fazlasını' istiyor. Bir adam vardı hiç unutmam. Önceleri sadece bakardı ölüleri; mezardan çıkartıp. Sonra bir parçalarını kopartmaya başladı. Ve zaman geçtikçe çürümeye başlamış ölüleri seçiyordu. O kokuyu uzun uzun içine çekiyor, uzunca dokunuyordu. Bir zaman sonra görmedim hiç.
04.22
İdrar torbalarını boşaltmaya gelen sarhoşlar dışında başka
kimse gelmedi. Bu saten sonra kimsede gelmez zaten. Yarın daha verimli geçer
inşallah. Ses kayıt cihazı şanssızlık getirmiş olsa gerek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder