
Orijinal Adı: The Breed
Yapım: 2006- ABD, Güney Afrika, Almanya
Tür: Gerilim, Korku
Yönetmen: Wes Craven, Nicholas Mastandrea
Oyuncular: Michelle Rodriguez, Taryn Manning, Eric Lively, Hill Harper, Oliver Hudson
Süre: 91 dakika
Sessiz, sakin ve insan elinin çok değmediği bir ada ile hayata bir şekilde tutunmayı başarmış canlılar... Bir arkadaş grubu hafta sonu kaçamağı yapmak, dinlenmek için medeniyet ve teknolojiden uzak bu adaya gelirler. Bu adada John ve Matt adlı iki kardeşin amcasından kalan bir ev vardır. Önceden burada bir köpek eğitimi için açılan bir tesisin varlığını ve tüm köpeklerin kuduz yüzünden öldürüldüğünü bilen Matt yavru bir köpeğin yanlarına gelmesiyle şaşırır fakat ilk başta bir şey söylemez. Sonrasında adada büyük köpeklerinde olduğunu öğrenmeleri ve karşılaştıkları olaylarla kendilerini hayatta kalmak için mücadele eder halde bulurlar. Köpeklerin sırrı nedir ve bir çıkış yolu var mıdır? Zaman cevapları verecektir.
Birçok filmde rastladığımız bir grup arkadaşın karmaşık ilişkilerinin bulunduğu tatilleriyle başlıyoruz. Her şey yolunda giderken bir köpeğin Sara’ya saldırmasıyla olaylar değişiyor. Bu olayın çok problem olmayacağını düşünmeleri ise çok sürmüyor. John, Matt ve Noah'ın oradaki eski tesise bakmak için ormana girmeleri ve yaşayan, saldırgan köpekleri görmeleri korkularının yersiz olmadığını gösterir. Matt bir veteriner olmak için öğrenim görmektedir ve kendince köpeklerin davranışlarının mantıklı bir açıklamasını bulamaz. Eski bir tesise girdiklerinde ise köpeklerin genetikleriyle oynandığının farkına varırlar.
Filmde oyunculuklarda çok göze çarpan bir şey maalesef yoktu, bu birazda filmin yapısından kaynaklandığını düşüncesindeyim... Ufak bir kadroyla çalışılmış zaten. Michelle Rodriguez güzel oyunculuklar çıkarmış bir aktris olarak Nicki karakterine de iyi hayat veriyor. Matt’i canlandıran Eric Lively ve abisi John’u canlandıran Oliver Hudson ise Michelle Rodriguez'in oyunculuğunun yanında daha sönük kalıyorlar maalesef . Hill Harper kendisini daha çok ‘CSI:NY’ dizisi ile duyurmuş bir oyuncu. Fakat filmi Türkçe dublajlı izleme yanlışında bulunduğum için mi yoksa yetersiz olduğu için mi emin olamasam da canlandırdığı Noah karakterini pek olmamıştı. Taryn Manning grubun bir diğer üyesi olan Sara’yı canlandırmakta. Sara o arada kalmışlık ve değişme halini tam güzel veriyor derken sonlara doğru takım arkadaşlarına katılması can sıkıcı bir nokta. Üzülerek söylüyorum ki en iyi performansı köpekler çıkartmış. Eğitimli köpeklerle çekilen film bazen bizi gerçekten 'vahşi ırk' ın olduğuna inandırıyor. Ancak dediğim gibi bunu oyunculardan ziyade daha çok köpekler sağlıyor.
Wes Craven korku özellikle slasher tarzı filmleriyle ünlü bir yönetmen ve yazar. Fakat burada çok etkin bir rolü olmadığını düşünüyorum. Yönetmen Nicholas Mastandrea hakkında pek bilgi toparlayamadım açıkçası, fazla adı duyulmuş ya da fazla eseri bulunan biri olmadığı görülüyor. Çevrenin doğallığı ve filme uyumluluğu açısından güzel bir yer seçilmişti. Ses ve efektler ise ne yazık ki birçok filmde rastladığımız cinstendi. Dolayısıyla beklenen sahnelerde mevcuttu, tahmine çok açık bir yapısı vardı filmin.
Filmin sonu ucu açık bir şekilde bırakılmış, seyirci ne seçmek isterse diye. Bu da filmin geneline baktığımız da şaşırtıcı olmuş. Film içerisinde mantık hataları barındırmakta. Bazı filmlerin kendi evrenleri ve kendi fiziksel kanunları olur, bu film için geçerli gibi gelmediği için rahatsızlık vermiş. Film içerisinde bahsedilen zaman kavramları da birbirine karışabiliyor. “Uzun zaman önce” tanımının birkaç farklı olay için kullanılması yüzünden mesela bazı noktalarda kafa karışıklığı olabiliyor... Sudan çıkartılmış bir arabanın içinde ki enerjiyi sonsuza kadar saklayabildiği gibi; bize gerçek olduğuna inandırılmaya çalışılan bilgiler ise filmi gereksiz noktalarda sürekli baltalıyor.
Film durağan değil en azından; olaylar oldukça hızlı gelişiyor. Fakat tanıdık olaylar yansıtmasından dolayı maalesef fazlaca sıkıcı olabiliyor. Bu sıkıcılığa mantık hataları ve bir çok abartılı durumda girince iyice işin suyu çıkıyor. Filmin bir çok korku severi içine çekemeyeceği kanaatindeyim. Yapımında yer alan kadro yaptıkları filmin korku-gerilim olmadığını anlamış olacaklar ki; sizi refleks olarak bir anlık irkiltmeye çalışarak filmi kurtarmayı düşünmüş. Ancak genel yapısıyla aynı şekilde; film bunda da başarısız olmuş. Özellikle korku severlerin; gerilmek, korkmak için film aradığı Cadılar Bayramı'nda bu filmi tavsiye etmek olmaz. İyisi mi daha iyi filmler varken bu Cadılar Bayramı'nda Vahşi Irk filmi bir kenarda bekleyedursun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder