Yapım: 2007- ABD, Avusturalya
Tür: Bilim Kurgu, Fantastik, Gerilim
Yönetmen: Francis Lawrence
Oyuncular: Will Smith, Alice Braga, Charlie Tahan, Willow Smith, Salli Richardson
Süre: 101 dakika
Robert Neville hem asker hem de bir bilim insanıdır. New York’ta köpeği Samantha ile bir başına kalmıştır çünkü; iyi amaçlar uğruna geliştirilmiş olan fakat kontrol edilemeyen sonuçlarının ortaya çıkması ile bulaşan herkesi yabanileştirip, vahşileştiren bir virüs tüm şehri sarmıştır. Yapacak başka bir şeyi olmayan Robert bir şekilde kendisine bulaşmamış olan bu virüsün tedavisini bulmaya çalışmaktadır. Bir yandan da kendi hayatta kalma mücadelesini vermekte ve yaşayan insanlara ulaşma umudunu taşımaktadır. Peki ama en zor olan umut varlığı mıdır yoksa umutsuzluk mu?
Film, Richard Matheson’un 1954 yılında yazdığı aynı isimli “I Am Legend” adlı romanından uyarlanmıştır. Romanın yazarı Richard Matheson, bilim kurgu, fantezi ve korku edebiyatına önemli eserler vermiş bir yazar ve aynı zamanda pek çok filminde altında imzası bulunan başarılı bir senaristtir. Kitap, I Am Legend'dan önce iki kez daha film olarak uyarlanmış. 1964’de en düşük bütçe ile çevrilmiş olan “The Last Man On Earth” ilk uyarlamadır. İkincisi ise 1971 yılında “The Omega Man” adıyladır. İlkine göre daha başarılı olan bu film günümüzdeki filmler için esin kaynağı olarak gösterilmektedir. Infected tarzının hakim olduğu 2007 yılındaki uyarlaması ise zaman ve imkanlar dolayısıyla da diğerlerinden daha fazla ilgi çekmiştir.
Kanserin kesin tedavisinin bulunduğu haberinden üç yıl sonrasında bomboş bir şehirde köpeğiyle dolaşan bir adamın yaşamı ile karşılaşıyoruz. Bir süre neler olduğunu gösteren, yalnızlık hissinin de yoğun olarak verildiği film durağan ilerliyor. Sonrasında olayların gelişmesinin doğal bir sonucu olarak hareketlenen film daha keyifli bir hale geliveriyor. Film boyunca doğru yerlerde verilen efektlerse adeta bizleri koltuklarımıza çiviliyor. Filmin bir parçası olmanız için büyük özen gösterilmiş ve gerilim hissini daha yoğun yaşamamız için büyük uğraş sarf edilmiş. Klasik olarak karanlık, sessizlik ya da ani sesler kullanılmış olsa da film için bir eksi olarak gözümüze çarpmıyor. Beklenmedik görsellikleri olmasa da (infected’ların tasviri gibi) sade tablosu da göz doldurucu. Çevre olarak sunulan tabloya uğraşıldığı görülüyor.
Will Smith gerçekten çok iyi bir oyuncu olduğunu bu filmle de bize kanıtlıyor. Tek başına bir filmi götürmek ve izlenmesini sağlamak oldukça zor olduğu halde bununla başa çıkabilmekte. Dramın da komedinin de rahatlıkla üstesinden gelebilen bir oyuncu. Yalnızlık, şaşkınlık ve birçok duyguyla dolu Robert başarılı bir karakterdi. Anna karakterini canlandıran Alice Braga ve Ethan karakterini canlandıran Charlie Tahan ile kısa bir tanışıklık yaşasak da filme renk katmaktalar. Yönetmen Francis Lawrence de elindeki malzemeyi iyi kullanarak güzel bir film sunmuş bizlere.
Tabii ki filmin birkaç kusuru olduğu da gözden kaçmıyor. Infected’lar zombilerden farklı olarak bir zekaya sahip oldukları bilinir. Robert virüs bulaşmış insanlardan bahsederken ki şekliyle filmdeki davranış birbirleriyle çelişmekte. Birkaç işaretle de inanç vurgusu da yapılmış, tesadüf değil de işaretlerle bir yol çizildiği izlenimi verilmişti.
İkincisinin çekileceği haberinden sonra filmin devamlılığı için alternatif bir son çekildi. Bu alternatif sonla hata yapıldığını düşünülebilir, çünkü ilk filmdeki dramatik son yerini duygusal bir sona bırakmış. Bu da tüm filmin duygusal yönünün daha fazla ortaya çıkmasına vesile olmuş. Aslında her iki son da böyle olsa da birinde fedakarlık, prensiplerinden vazgeçmeme daha ön planda kalmakta. Kapatılan birkaç eksiklik dolayısıyla hoş buldum –özellikle infected arkadaşlarımız için- çünkü bazı ayrıntılara açıklık getirmesi yapımcıların iyiliğine olmuş.
Film korku hatta gerilim kategorisinden çok drama yakın gözüküyor. Yoğun bir duygu selinin içerisinde oluyoruz film boyunca; yalnızlık, ümitsizlik, öfke, şaşkınlık vs. buna rağmen aksiyon ve hafif gerilimli sahnelerle keyifli bir sunum haline geliyor. Filmin içerisinde Will Smith’in Bob Marley’den aktardığı mesaj da oldukça değerli; “Karanlığa ışık tutun.”. Son olarak izlenmeye değer bir film olduğunu fakat pek korku içermediğini de belirterek yorumumu bitirmek isterim. Herkese iyi keyifler, iyi seyirler dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder