31 Ekim 2013 Perşembe

Cadılar Bayramı'nda İzlenilmesi Gereken 11 Film

Cadılar Bayramı korku severlerin, en keyif aldığı bayramlardan biridir. Bende ülkemizde kutlanmayan bu bayram her geldiğinde çocukluğunda ilginç kostümler içinde kapı kapı "Şaka ya da Şeker" diyememiş olmanın burukluğuyla, korku filmi izleyip kendi kendime kutlarım. Benim gibi bu geceyi korku filmi izleyerek geçirecekler için Cadılar Bayramı'nda izlenilmesi gereken filmleri seçtim. Bu liste tamamen izlerken keyif aldığım, tekrar tekrar izlemekten bıkmadığım filmlerden derlenmiştir. Umarım film seçiminizde yardımcı olur. Cadılar Bayramı'nız kutlu olsun.



House of Wax - Mumya Evi (2005, ABD)

Elisha Cuthbert, Jared Padalecki ve Paris Hilton'un başrollerinde oynadığı Mumya Evi, altı arkadaşın gittikleri bir kampta arabalarının bozulması sonucu yardım bulmak için en yakın yerleşim yeri olan Ambrose'a gitmelerini ve bu kasabanın "çok gerçekçi" mumya heykelleri bulunan ünlü müzesi Mumya Evi'ne uğramalarını oku alıyor. Klasik slasher türünde bir film olan House of Wax, aynı isimli 1953 yapımı filmin yeniden uyarlanması. Remake'lerin büyük bir kısmı başarısız uyarlama denemeleri olsa da Mumya evi son derece kaliteli ve keyifle seyredebileceğiniz bir film.




Tucker and Dale vs Evil (2010, ABD-Kanada)

İki kötü adamın ormana kamp yapmaya gelen gençleri birer birer öldürdüğü sayısız monoton slasher yapıldı. Özellikle Amerikan Korku Sinemasının en sevdiği türde yapımlardandır, bir katilin insanları birer birer doğradığı filmler. Tucker and Dale vs Evil filmi ise bu alışılmış senaryoyu tam tersine çeviren son derece eğlenceli bir yapım. Tucker ve Dale ormandaki eski kulübelerinde yaşarken, ormana kamp yapmaya gelen gençlerle yaşadıkları yanlış anlaşılma, ikilimizin gözü dönmüş katiller olarak algılanmasına ve sonu gelmeyen garip ölümlere sahip olacaktır. Korku-komedi türünün en  başarılı üyelerinden biri olan Tucker and Dale vs Evil, sadece türü sevenler için değil, herkesin izlerken eğlenebileceği bir film.





The Ring - Halka (2002, ABD)
Gizemli bir kaseti izleyenlerin 7 gün sonra ölmesini konu alan Halka filmi, basit bir konu üzerine kurulmasına rağmen, gerek oyunculuklar gerek de başarılı kurgu sayesinde izlemesi son derece keyifli bir yapım haline geliyor. Uzak doğu korku sinemasının başarılı filmlerinden Ringu'nun (1998), 2002 yılındaki Hollywood uyarlaması olan The Ring filmi, buram buram uzak doğu esintileri içeriyor. Gizemli görüntülerin sırrını çözerken meraklanacak, zaman daraldıkça ise gerileceksiniz.






The Descent - Cehenneme Bir Adım (2005, Birleşik Krallık)
Mağaralar... Tek başına bile insanların korkulu rüyası olan; karanlık, dar, basık alanlardır. Cehenneme Bir Adım, işte bu korkulu rüyanızı alıp hafızalardan silinmeyecek bir filme dönüştürüyor. Altı kız arkadaşın, hafta sonu tatili için gittiği mağara keşfi geri dönülmez bir yolculuk olacaktır. Mağaranın içinde kendilerini bekleyen vahşi yaratıklar onları avlamak için fırsat kollayacak. İngiliz Korku Sinemasının yakın dönemde çıkardığı en kaliteli işlerden biri olan ödüllü film The Descent, keyifle izleyeceğiniz, gerilimi doruklarda yaşayacağınız bir yapım.





The Exorcism of Emily Rose - Şeytan Çarpması (2005, ABD)
Günümüz korku kraliçelerinden Jennifer Carpenter'ın başarılı oyunculuğuyla göz doldurduğu Şeytan Çarpması filmi bu listede olmasa gerçekten ayıp olurdu. Yakın dönemde çıkan sayısız exorcism filmi hep bu filmle kıyaslandı ve ne yazık ki hiç biri geçer not alamadı. Bu duruma o filmlerin yetersiz olması kadar, The Exorcism of Emily Rose'un gerçekten iyi bir yapım olarak çıtayı çok yükseltmesi de etkili oldu. Klasik stigmata içerikli şeytan konulu filmlerden farklı olarak, bize hem karakterin gözünden hemde dışarıdan bakma imkanı veren film; tek başınıza izledikten sonra geceleri sizi uykunuzdan uyandırabilecek kadar başarılı bir gerilim sunuyor.





Silent Hill - Sessiz Tepe (2006, ABD-Kanada-Fransa-Japonya)
Rose, küçük kızı Shanon'ın bir türlü nedeni anlaşılamayan hastalığının devasını, kızının uyurken sayıkladığı Silent Hill'e gitmekte bulur. Fakat kızının hastalığının nedeni sandığından çok daha korkunçtur. Sessiz Tepe, favori filmlerim listesinde üst sıralarda yer alan bir filmdir. Gerilimi, kaybolmuşluk hissini, çözümsüzlüğü muhteşem bir biçimde hissettirirken, aynı zamanda bağnazlığın yarattığı sonuçlar konusunda öfkelenmenizi sağlıyor. Radha Mitchell, Laurie Holden, Alice Krige ve tabi ki Jodelle Ferland'ın güzel oyunculuklarıyla unutamayacağınız filmler arasına girecek bir yapım.





The Mist - Öldüren Sis (2007, ABD)
Stephen King romanları her zaman korku sineması için önemli kaynaklar olmuştur. Uyarlamaları sinema severler için başyapıt niteliğinde olan bu filmlerden biri de şüphesiz The Mist'tir. Bir şehri kaplayan sis, insanları bir alışveriş merkezinde tutsak edecektir. Ama asıl sorun bu sisin beraberinde getirdiği korkunç yaratıklardır. Gerilimi, insanların sürü psikolojisiyle hareket etmelerini, bağnazlığı, aile olgusunu irdelemesi ve tabi ki şok edici sonuyla izleyicileri ters köşeye yatırmasıyla; Öldüren Sis, Cadılar Bayramı'nda izlemek için ideal filmlerden biri haline geliyor.





[REC] - Ölüm Çığlığı (2007, İspanya)
Handycam furyası, The Blair Witch Project (1999)'den bu yana pek çok düşük bütçeli kalitesiz filmi beraberinde getirdi. Ölüm Çığlığı, bu furyanın bir üyesi olarak altı yıl önce hiç bir beklenti duymadan izlediğim bir filmdi. Fakat film tahmin edebileceğimden çok daha kaliteli yapımdı. Gerilim dozu öylesine yüksekti ki izlerken koltuğuma çivilenmeme neden olmuştu. Aradan ne kadar vakit geçerse geçsin bu basit konsepte dayanan -bir apartman, bir el kamerası- film halen izlediğimde gerilmeme neden olacak kadar kaliteli bir yapım olmayı sürdürüyor benim için. Özellikle sevdiklerinizle karanlıkta, büyük bir sessizlik içinde izlediğinizde, o sessizliği bozacak tek şeyin birinizin atacağı çığlık olacağına eminim. Hala izlemeyenlere; bu Cadılar Bayramı'nı gönül rahatlığıyla bu filme ayırabileceklerini söyleyebilirim.





Dead Silence - Ölüm Sessizliği (2007, ABD)
Çığlık atarsanız, Ölürsünüz! Aslında Ölüm Sessizliği filmini bu cümleyle özetlemek mümkün. Chucky'nin çocukluğumuzun travması olmasından ötürü, çoğunuz gibi bende vantrologlardan, kuklalardan ve gerçekçi oyuncak bebeklerden ürkerek büyüdüm. Özellikle 80lerde ve 90larda çocuk olanlar ne demek istediğimi çok iyi anlayacaktır. İşte Dead Silence, bizlerin bu travmasına tuz basar nitelikte bir film. Donuk gözlerle bakan kuklalar, korkunç bir vantrologla birleşince çocukluğunuza geri dönecek, yorganınızın altına saklanmak isteyeceksiniz. Dead Silence, izlerken çığlık dahi atamayacağınız bir film.





28 Weeks Later - 28 Hafta Sonra (2007, Birleşik Krallık-İspanya)
Benim gibi çocuk yaştan bu yana korku filmleriyle haşırneşir olan birisine sorulabilecek en zor sorulardan birisi "En sevdiğin korku filmi hangisi?" oluyor. Bu soru sorulduğunda "Acaba 28 Gün Sonra'yı mı söylesem yoksa 28 Hafta Sonra'yı mı?" diye düşünüyorum. 2002 yılında izlediğim 28 Days Later filmi sonrasında; bu film favori filmin artık daha iyisi gelmez diye düşünmüştüm. Aradan beş yıl geçtikten sonra 28 Weeks Later filmi geldiğinde bu cümleyi söylemekte acele ettiğimi fark ettim. İngiltere'de yayılmaya başlayan öfke virüsü salgını büyümüş ve tahmin edilenden çok daha büyük insan kitlelerini etkilemiştir. Her şeyin arkaplanında bi aile bu olaylardan çok daha fazla etkilenecektir. İlk filme göre gerilim temposu biraz daha yükselirken, daha genel izleyiciyi de çekmek için aksiyon dozu da yükseltilen 28 Hafta Sonra filmi, akıldan çıkmayacak sahneleri, Robert Carlyle'in ders kitaplarında okutulacak oyunculuğu  ve muhteşem müziğiyle; Cadılar Bayramı'ınd izlemek için muhteşem film.





28 Days Later - 28 Gün Sonra (2002, Birleşik Krallık)
Bir film düşünün ki korku literatürüne yeni bir kavram katsın, bir film düşünün ki bittikten sonra da zihninizde oynamaya devam etsin. 28 Gün Sonra, yarattığı post apokaliptik dünyaya sizi hapseden, ana karakterin yerine kendinizi koymanızı sağlayan, izlerken oturduğunuz koltukta rahat duramadığınız bir film. Denek maymunların, aktivistler tarafından laboratuvardan kaçmaları sonucu yayılan öfke virüsü, Birleşik Krallık'ı etkisine almıştı. İnsanların gözlerini kan bürümüş, vahşi hayvanlara dönüşmüş ve bitmek bilmeyen bir öfke seline kapılmışlardı. Ana karakterimiz Jim (Cillian Murphy) ise olaylar başlamadan önce yattığı hastaneden, virüs yayıldıktan 28 gün sonra çıkmış ve İngiltere'nin boş sokaklarında ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordur. Girdiği bir kilisede papazın kendisine saldırmasıyla da insanlara neler olduğunu anlayacaktır. 28 Days Later, korku sinemasına "Infected" kavramını kazandıran ve fark etmeden hayranları tarafından uzun yıllar savunulacak "Infected, zombi değildir!" tartışmasını başlatan bir filmdir. Film taraflı-tarafsız her korku sever tarafından korku sinemasının en iyileri listesine gönül rahatlığıyla alınabilecek bir yapım. İzlemezseniz çok şey kaçırırsınız.




Cadılar Bayramı'nda kim ne izliyor?
Nikarawas: Bu Cadılar Bayramı'nda da favori serisi olan, Birleşik Krallık'ta yayılmaya başlayan infected salgınını konu alan, 28 Gün/ 28 Hafta Sonra serisini tekrar izliyor.
Hades Kharon: Akılcı kurgusuyla, izleyiciyi ters köşeye yatırmasıyla, başarılı bir Stephen King uyarlaması olan The Mist filmini izliyor.
Libro Mortis: Son 10 yılın belkide en flaş filmlerinden biri olan, gerilimi sürekli üst seviyede tutan İspanyol yapımı Rec filmini izliyor.
Persephone Potentia: Yönetmen James Wan'ın kaliteli işçiliğiyle, başarılı kurgusu, gerilimi iliklerinizde hissetmenizi sağlayan şaheseri Dead Silence filmini izliyor.



Listeyi oluşturmamda yardımlarından ötürü Hades Kharon'da teşekkürleri bir borç bilirim.

Soru ve Önerileriniz için, konuya yorum yazabilir, facebook sayfamızdan mesaj atabilir ya da nikarawas@korkutreni.net adresinden bana mail atabilirsiniz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder