8 Mart 2013 Cuma

21.yy Korku Sinemasının En Korkunç 10 Kadını

Korku filmi izlerken bütün dikkatimizi üzerine toplayan bazı kadın karakterler vardır Kimi, tüyler ürpertici cinayetleri büyük bir soğuk kanlılıkla işlemesiyle, kimi sadece gizemli görünümüyle merak uyandırmasıyla, kimi ürkütücü görüntüsüyle, kimi yaptığı kötülüklerle filmi baştan sona etkilemesiyle, kimi güzelliğinin ardına gizlediği canavarlığıyla, kimi ise bir canavar yetiştirmesiyle... Bu gün sizlere benim seçtiğim 21.yy'ın dikkat çeken en korkunç Top-10 kadın karakterini paylaşıyorum. Başlarken kesin çizgilerle ayrılmış belirli kriterlerimin olmadığını ve aslında bu listeye aday olup da çeşitli nedenlerle bu listeye alınmayan bir çok kadın karakterin de olduğunu belirtmek isterim.



10-The Woman In Black (2012)- Jennet Humfrye
Danniel Radcliffe'in başrolünü oynadığı 2012 yapımı, The Woman In Black (Siyahlı Kadın) filmi, kadro kalitesi ve yönetmeninin James Watkins olmasından dolayı bende büyük beklentiler doğuran bir yapımdı. Genel olarak durağan yapılı ve bol aksanlı diyalogları, bitmek bilmeyen bir gizem unsuru hakimdi filme. Korku unsurları maalesef yetersiz kalsa da, gerilim unsurları filmin izlenilebilirlik çıtasını bir hayli yukarı çıkarıyordu. Filmde gerilimin dorukta olduğu anlar da şüphesiz Liz White'ın canlandırdığı Jennet Humfrye karakterinin ortaya çıktığı zamanlardı. Göründüğü sahne sayısı çok az olsa da, film en can alıcı sahnelerinde ortaya çıkması ve yapılan makyajın kalitesi onun bu listeye dahil olmasını sağlıyor.



9- The Inkeepers (2011)- Madeline O'Malley
Fragmanı internete ilk sızdığı andan, beyazperdede gösterime girdiği zamana kadar en çok beklediğim, en çok merak ettiğim film şüphesiz The Inkeepers (Ruhlar Oteli) 'dı. Çok büyük beklentilerle film izlemenin en büyük handikabı da filmin beklediğiniz gibi çıkmadığı zaman duyduğunuz büyük hayal kırıklığı oluyor. The Inkeepers, retro etkileri taşıyan güzel ve izlenilebilir bir film olmasına rağmen benim gibi bir başyapıt bekleyenleri üzen bir yapımdı. Filmin 2011'de çıkan türdeşlerine göre en büyük avantajıysa, makyaj ekibinin çıkarmış olduğu kaliteli işti. Gerçek anlamda korkuyu hissettiğiniz nadir anların başrolünde, harika bir makyajla arz-ı endam eden Madeline O'Malley (Brenda Cooney) karakteri yer alıyordu. Hayal kırıklığımı unutup filmi tekrar izlediğim zaman hayranlığım bir kat daha artmıştı, Madeline O'Malley, karakterinin ürkütücülüğüne.



8- Species: The Awakening (2007) - Miranda Hollander
Bir kadın düşünün, sabahları göz alıcı güzelliğiyle insanları kendine hayran bırakan, geceleri ise korkunç bir yaratık olarak son derece kanlı cinayetler işleyen. Species serisi temel anlamda bu konuyu ele alıyor. Species, serisi son derece güzel oyuncuların, kaliteli makyajla Alien-vari yaratıklara dönüştürülmesi konusundaki başarılı işlerinden dolayı bu listede yer almayı hak ediyordu. Fakat özellikle Species: The Awakening (Tehlikeli Tür: Uyanış) filminin bu listede yer almasının sebebi, Miranda Hollander (Helena Mattsson) karakterinin, serinin belki de -zamanla gelişen teknikleri de yardımıyla- en iyi makyajına sahip karakter olmasıydı.


7- Silent Hill (2006)- Christabella
Silent Hill (Sessiz Tepe), filmi benim en beğendiğim filmler listesinde üst sıralarda yer alan bir yapım. Efektleri, oyunculuk kalitesi, senaryosu, makyajları gibi çok önemli unsurların büyük bir ustalıkla harmanlanmasıyla, muhteşem bir korku filmi ortaya çıkarılmış. Şüphesiz, filmin hikayesinin bu kadar etkileyici olmasında, tek bir karakter etkili: Christabella (Alice Krige). Filmin ortalarında kendisini tanıyana kadar, zavallı küçük kızımız Alessa'nın filmin kötü karakteri olduğunu düşünüp ona diş bilerken; aslında onun Christabella'nın kurbanı olduğunu öğrenip, Alessa'ya hak vermeye başlıyoruz. Christabella, tam anlamıyla ortaçağ da cadı avı ayinlerini yöneten kötü rahibe figürünün filmdeki birebir yansıması. Silent Hill, kasabasındaki tüm o kötü olayların başlamasının, Alessa'nın intikam hırsıyla kasabaya karanlığı getirmesinin tek sebebi Christabella'nın onun cadı olduğunu söyleyip yaktırmasıdır. Christabella, kendi etrafında topladığı cemaatiyle, kapalı kaldıkları kilisede, son nefesini verdiği ana kadar korkunç cadı ayinlerine devam etmekte geri durmayacak kadar kötü bir karakter olduğu için listemizde yer almaya hak kazanıyor.




6- The Texas Chainsaw Massacre (2003)- Luda May
Gazetelerin 3. sayfa haberlerine göz gezdirirken, çeşitli uzmanların, insanların yaşamının ilerleyen zamanlarında bile olsa suça bulaşmalarının temel sebebinin yetiştirilme tarzı olduğu konusundaki görüşlerini okuyoruz. İşte Luda May (Marietta Marich)'de -Dr. Frankenstein gibi- bir canavar yaratmasıyla (daha doğrusu yetiştirmesiyle) bu listede yer almayı hak ediyor. Leatherface gibi, korku sinemasının en efsane kare asından (Freddy Krueger, Jason Voorless, Michael Mayers) biri kabul edilen, soğuk kanlı ve kana susamış bir katilin ortaya çıkmasındaki en temel sebeplerden biri, onu yetiştiren Luda May gibi bir anne figürünün bulunmasıdır. The Texas Chainsaw Massacre (Teksas Katliamı) filmini izlerken Luda May'in soğuk kanlı tavırları, hiçbir şey olmamış gibi rahat rahat çay keyfi yapması, kanımızın donmasına yetiyor da artıyor bile.




5- Darkness Falls (2003)- Matilda Dixon/Tooht Fairy
Listemizin yarısını geride bırakarak, belki de listede yer alması en tartışmalı karaktere geliyoruz. Diğer karakterlerimizden farklı olarak Matilda Dixon veya diğer adıyla Tooth Fairy (Diş Perisi) karakterini, ne canlandıran ne de seslendiren kişiler birer kadın değil. Tooth Fairy'nin listede yer almasını özellikle istememin sebeplerinden bir tanesi de listenin, oyunculara göre değil karakterlere göre hazırlanmış olması. Darkness Falls filmi, bünyesinde aslında çocukken izleyip korktuğumuz, bize dolabımızda veya yatağımızın altında canavar olduğunu inandıran korku filmlerindekiyle aynı tadı barındırıyor. Tooth Fairy gibi efsanevi ve hatta birazda çocuklara hitabeden bir kahramanın, böylesine güzel makyajlarla gerçekten ürkütücü bir hale getirilmesi ve belki bizleri değilse bile içimizdeki çocuğu korkutarak hafızamıza kazınan bir yapım olması, bu listede yerini almasını sağlıyor.




4- Dead Silence (2007) - Mary Shaw
Gelelim listemizde yer alan ve içimizdeki çocuğa hitap eden diğer bir filme. Dead Silence (Ölüm Sessizliği) filmi, Saw (2004) filminde harikalar yaratarak yeni bir serinin başlamasına önayak olan yönetmen James Wan'ın üçüncü uzun metraj filmi olmasıyla dikkat çeken bir yapım. Film, Mary Shaw (Judith Robert) isimli ünlü bir vantrolog'un çocuk kaçırmakla suçlanarak öldürülmesi ve intikam için geri dönmesini konu alıyor kısaca. Söz konusu bir vantrolog olunca haliyle filmde de bir hayli fazla kuklayla karşılaşıyoruz. Mary Shaw, ürkütücü görüntüsüyle, gerilimin arttığı sahnelerde ekranda belirip izleyenlerin ekran başında donup kalmasına neden olmasıyla ve filmin bütün olarak kaliteli bir yapım olmasından dolayı üst sıralarda yer alan karakter oluyor. Fakat filmdeki etkisi, gerçek anlamda bizi etkilediği sahne sayısının ne yazık ki yeterli olmaması onu ilk üç sıradan mahrum bırakıyor.




3- Haute Tension (2003)- Marie

Evet gelelim, geçtiğimiz son 12 yılın en korkunç 10 kadınını sıraladığımız listemizin ilk üçüne. Üç numara bileğinin hakkıyla bu listede yer alan, tabiri caizse dişiyle tırnağıyla bu listeye dahil olan Haute Tension (Yüksek Tansiyon) filmiyle korku sinemasına adını yazdıran Marie (Cécile De France) karakteri. Korku filmleri söz konusu olduğunda, Avrupa Sinemasının çok değerli eserler çıkardığını, Hollywood'un aksine tamamen pazarlama hamlesi olan filmler değil, gerçek anlamda korku severlere hitap eden önemli yapıtlar çıkardığını düşünüyorum. Nitekim 2003 yapımı, Fransız yapımı, Haute Tension filmi bunlardan bir tanesi. Film ilk çıktığında bazı Amerikalı film eleştirmenlerinin, Avrupa sinemasının sadece kanlı filmler çıkarmaktan başka bir şey yapmadığı şeklinde ağır eleştirilerini okudum. Fakat ne gariptir ki Haute Tension gibi filmlerin Avrupa'da çok beğenilmesinin hemen akabininde Amarika'da Hostel (Otel) gibi gerçekten sadece kan ve vahşetten ibaret bir film beyazperdede yer aldı. Neyse filme dönecek olursak. Filmin bu kadar etkileyici ve akıllara kazınan bir yapım olmasının tek bir nedeni var o da çeşitli psikozlar yaşayan ve bu psikolojik atakların akabininde gözünü kırpmadan akıl almaz cinayetler işleyen Marie karakteri. Filmde ilk olarak Marie ile öyle bir duygusal bağ kuruyoruz ki daha sonra cinayetleri işleyenin o olduğunu öğrendiğimizde ise adeta kanımız donuyor. Marie, korku sinemasına önemli bir yer edindiği gibi bu listede de önemli bir yeri hak ediyordu.




2-  À l'intérieur (2007) - Gizemli Kadın
"İntikam soğuk yenen bir yemektir." Listemizin ikinci sırasında bu sözü kendine motto edinmiş bir yapım olan À l'intérieur (İçerde) filmi yer alıyor. Adından da anlayacağınız gibi À l'intérieur filmi de bir Fransız filmi. Listenin ilk üç sırasında iki tane Avrupa sinemasından film yer alması, üstelik ikisinin de Fransız filmi olması tabiki tesadüf değil. Son 10 yılda Avrupa korku sinemasının en dikkat çeken filmleri genellikle Fransız yapımları oldu. Fransız korku sineması yer yer, Uzakdoğu Sinemasındaki gore/splatter filmleri aratmayacak kadar kanlı yapımlara yer veriyor. À l'intérieur, son derece kanlı, gerilim dozu hep yüksek olan, özellikle Sarah karakterinin hamile olması nedeniyle izleyenleri psikolojik olarak derinden etkileyen bir yapım. Filmde gizem unsurları o kadar yoğun ki, Béatrice Dalle'nin oynadığı kadın karakterin bir ismi bile yok. O yüzden kendisinden "Gizemli Kadın" diye bahsedeceğim. Gizemli kadın, öylesine soğuk kanlı ki, biri öldürürken herhangi bir jest ve mimik, öfke ya da şaşırma göremiyorsunuz bile. Her hareketinden derinlerde bir yerde çok büyük bir öfke barındırdığını hissedebiliyor, fakat bu öfkenin, üstelik hamile bir kadına karşı böylesine bir öfkenin kaynağının ne olduğunu bir türlü anlayamıyorsunuz. Ta ki filmin sonu geldiğinde kafamızdaki tüm soru işaretleri bir cevap buluyor. Bu cevapsa haklıyla haksızı birbirine karıştırır nitelikte oluyor. Gizemli kadın, filmin başladığındaki o soğuk monoton yapısını tamamen değiştirip, adeta cehennemi ayaklarımızın dibine getiriyor. Bir kez izlediğinizde unutamayacağınız bir film.




1- Drag Me to Hell (2009)- Mrs. Ganush

Geldik listemizin en korkunç kadın karakterine. Mrs. Ganush (Lorna Raver) karakteri Drag Me to Hell (Kara Büyü) gibi ortalama bir filmi bile, izlemeye değer önemli bir yapım haline getiriyor. Filmin diğer oyuncularının vasat oyunculuklar sergilemeleri, filmin senaryosun temel iskeleti çok iyiyken ilerleyen dakikalarda bazı olay ve diyalogların çok saçma bir seyir izlemesi, gerilimin çok yüksek olabileceği şeytan çağırma ayinde birden olayların absürt bir hal alması ve bilgisayar efektlerinin ne yazık ki yetersiz olması gibi etkenler filmin sıradan bir yapım olmasına neden olabilecekken; Mrs. Ganush karakteri bunu tamamen değiştiriyor. Mrs. Ganush, son derece güzel makyajı, olaylara olan etkisi ve tek başına filmi taşıyor olması nedeniyle listemizin en üstünde yer almayı hak ediyor. Filmi izlemeyenlerin sadece Mrs. Ganush karakteri için bile filmi izlemesi gerektiğini söyleyebilirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder