18 Şubat 2013 Pazartesi

Alein Kentigerna / Kıyamet Elçileri

Yazar: Alein Kentigerna
Kitabın Orijinal Adı: Kıyamet Elçileri
Çeviren: ----
Yayın Yılı: 2012
Yayınevi: Panama
Sayfa Sayısı: 280
Ebat: 13.5x19.5
Kapak: Karton
ISBN: 6054401796


Kitap seven herkese olmuştur bu. Yemek paranızdan, yol paranızdan kısıp bir kitap almanın hayaliyle yanıp tutuşursunuz. Kitapçıya gider bir kitap alır ve heyecandan yerinizde duramazsınız. Otobüste okumaya başlarsınız ve eve kadar olan o yol kısacık gelir... Kitap o kadar akıcı ve güzeldir ki kendinizi kaybedersiniz... Bu işte en başta söylediğim gibi tüm kitap okumayı sevenlerin başına gelen bir olaydır. Bende çok kereler yaşadım. Bu kitapta da aynı tanıdık sahneleri bizzat yaşadım. Tabi bir yere kadar olanını. Otobüste kapağını açtım ve kitabı alırken ki kuşkularımın gerçek olduğunun farkına vardım. Korku başlamıştı...



Evet o korkuyu size tarif edemem galiba. Anlatılabilecek bir şey değil. Hiç adını duymadığım bir yazarın kitabını aldım. Fazla amatör gözükse de değer diye düşündüm. Hatamı anlamam bir saat sonra otobüste okumaya başlamamla oldu. Kitabı önce inceledim, yazarın adı ne de olsa yabancı bir isimdi. Yalnız kitap çevirmeni hakkında bilgi yoktu. Tavsiye eden yoktu... Eve geldim araştırmaya başladım. Yazar hakkında tek resim yoktu. İki kitap yazmış ve ortadan kaybolmuştu. Ne bir resim, ne bir biyografi, ne yabancı kaynaklarda benzer bir kitap... Ama umutsuzluğa kapılmadım. Gece yatarken elli sayfa daha okudum. İşte o zaman gecenin uykusuz geçeceğini anladım. Önümde kesinlikle amatör ve cidden düşülmemesi gereken hatalara düşmüş bir eser duruyordu. Zaten o çok abartılı betimlemelerden anlamalıydım. Kitabın gidişat, diyalogları 'daha fazla okuma lütfen, bak yanlış yoldasın demedi deme' diye bağırıyordu. Neyse hadi artık incelemeye başlayalım. Buraya kadar olan kısım sadece siz kitap severlere olması gerekenden cidden kısa kalan bir uyarıydı...

Altıncı yüzyılı ve aynı zamanda on altıncı yüzyılı hatta daha da farklı yılları anlatan bir kitapta -ama son gelinen tarih 16. yy- nasıl olur da karakter bir boksöre benzetilebilir? Nasıl olurda betimleme de 'karbon kağıdı' geçebilir? Nasıl olur da ilk sayfalarda babası oğlunun yaklaşık on yedinci yaşını görecek kadar, annesi ise bundan biraz daha az süre yaşayan birinin ilerleyen sayfalarda birden anne ve babası aynı zamanlarda bir salgından yıllar önce ölebilir ve o kişiyi ninesiyle, dedesi yetiştirebilir? Zamanda kırılma mı oldu? Paralel evrene mi geçti? Zaman makinesi mi icat edildi?Supernatural dizinden melek Cass geldi ve yine geçmişi mi karıştırdı? Hiç biri değil maalesef. Dikkatsizlik ve kolay para kazanmaktan başka bir şey değil bu.

Kitap size farklı bir hikaye sunuyormuş gibi yapıp, betimlemelere ve çok tanıdığımız diyalogların yazıya geçirilirken kalitesizleştirilmiş benzerlerine boğuyor. Saçma bir hikaye, gerilim olsun diye iyice saçmalaşıyor. Giden maalesef kitap için kullanılan kağıtlar, zamanınız, paranız ve umutlarınız oluyor. Yani Musa'nın Sandığı, garip Maya yerlileri, bir papaz, bir haham, bir kaç imam ve diğer zorlama karakterlerle, kayıp iskeletler ve esrarengiz savaşçılarla sinirleriniz yıpranıyor... Hani sevgilinizle saçma bir film izlersiniz, o çok sever ama siz kaç dakika kaldı diye saate bakıp durursunuz ya aynen öyle oluyor. Kalan sayfalara bakıyorsunuz bir umutla 'az kalmıştır kesin' diye.

Kitabın konusu belirttiğim gibi Musa'nın Sandığı'nın üzerinden gidiyor Farklı zaman dilimlerinde ki, farklı kişileri (din adamlarını) anlatıyor ve hepsinin Musa'nın Sandığı'na ulaşmaya çalışırken nasıl maceralara ve karanlık dolu gizemlere fark etmeden kapı açtığını gösteriyor. Ancak bu sırasıyla olmuyor, modaya uyup  karışık halde veriliyor. Karanlık ayinler düzenleyen gizli bir tarikatın Musa'nın Sandığı için yaptığı tüm acımasızlıklara ise şöyle bir değiniyor. Kısacası kitap hiç bir şey vermiyor.

Arkadaşlar kısaca; konu dışında güzel hiç bir tarafı yok kitabın. Yani diyaloglar olsun, işleniş olsun ya da mantık hataları olsun kitabı çekilmez hale getiriyor ve sizi fazlasıyla bunaltıyor. Hele gereksiz ve sinirinizi alt üst eden o betimlemelere hiç değinmek bile istemiyorum.  Kitap incelememi burada bitirirken; düştüğüm hataya düşmemenizi umuyorum. Güzel kitap incelemeleriyle karşınızda olmak dileğiyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder