Yapımcı; 4A Games Yayıncı; THQ Türü; Korku, Gerilim Platform; Xbox 360, PC İncelendiği Platform; PC Çıkış Yılı; 2010
Ülkeler arası iplerin iyice gergin olduğu şu son günlerde, Metro 2033 bence oynanılabilecek bir oyun. İyidir, kötüdür onu aşağıda göreceğiz. Yalnız her şeyden önce verdiği mesaj bence çok güzel. O yüzden olsa gerek geniş yankı buldu. Hadi şimdi incelemize başlayalım ve bakalım neler oluyor olası bir nükleer bir felakette.
Metro 2033 diye yazıp aradığınızda; yerli veya yabancı tüm kaynaklarda isminden övgüyle methedildiğini göreceksiniz. Bende ön bilgi sahibi olayım diye öyle yaptım. Oyunu da okuduklarıma dayanarak açtım. Yorumlar süperdi ve bu insanda haliyle büyük bir beklenti oluşturuyor. Başlangıç videosunu izlediğimde heyecandan bir ara ayağa bile kalktım. Adamların hakkını yemeyelim, gerek video olsun, gerek açılışta THQ ve Nvidia'nın yazı efektleri olsun süper olmuş. Ben çok beğendim. Tamda kurguladığım dünya da oyuna başladım. Askerler, mutantlar... Ancak ilerlerdikçe iş değişiyor. Yarattıkları o muazzam atmosfer yerini tekrardan ibaretmiş gibi gelen mekanlara bırakıyor. Yani ben biraz daha Stalker tarzı bir oyun bekliyordum. Hikaye falan da aksini iddia etmiyordu. Bu arada bir bilgi vereyim, Stalker ile, Metro 2033'ün yapımcıları aynı. İkisi de bildiğiniz gibi olası bir nükleer savaştan sonrasını konu alıyor. Bu oyun tabi senaryosunu aynı isimli Dmitry Glukhovsky'ın kitabından alıyor. Konuya kısacık değinmek gerekirse; nükleer bir savaş sonrası, yani olasılığı yüksek bir kıyamette Rus halkı metrolara sığınmıştır. Moskova'da bir metro istastonunda- istasyondan çok şehirde yaşayan kahramanımızın mıntıkasına mutantlar saldırır. Hem yardım almak hem de diğer mıntıkaları haberdar etmek için yola çıkan kahramanımız kendini bir savaşın içinde bulur. Bir yandan mutantlarla bir yandan faşist teröristlerle savaşır. Kitabı okuma fırsatım olmadı,üzülerek söylüyorum ki. Ama bu kurgu bence gereksiz olmuş yani. Hemde bir kereden fazla teröristlerle savaşmak oyunu sıkıcı kılıyor. Sanki Call of Duty oynuyormuş hissi veriyor oyuncuya.
Şimdi genel anlamda baştan almak gerekecek. Hikayeyi yukarıda sizinle paylaşmıştım kısaca. Şimdi işlenişine bakalım. Oyunda Artyum isimli arkadaşı yönetiyoruz. İlk sahnelerde aksiyon başlıyor ve başladığıyla kalıyor. Evet yanlış duymadınız arkadaşlar. Mükemmel bir atmosferde; süper bir hikaye nasıl mahvedilir bunun canlı örneği duruyor karşınızda. Oyunda minimum aksiyon, tonla gereksiz şey var. Yani oynadığınız hiç bir bölüm sizi tam anlamıyla kendine bağlayamıyor. Ne olacağını az çok tahmin ederek ilerliyoruz. Zaten canavar-mutant-yaratık olsun diye konulan arkadaşları görünce gülesiniz geliyor. En çok alakadar olduğumuz arkadaşlar Powerwolf albüm kapağından fırlamış gibi duran mutant bir hayvan. Yalnız o kadar kötü modellemişler ki... Ara videolara ve oyunda yer alan insan karakterlere; gölge olayına özendikleri kadar olayın asıl kısmı olan bu dost canlısı yaratıklara özenselerdi çok daha güzel işler çıkardı emin olun. Zaten çok çeşit yok. Eee az çeşit bu mutant kardeşlerimizin grafikleri de kötü olunca ister istemez insan soğuyor. Zaten sürekli onlarla uğraşmıyoruz. Dediğim gibi işin içine terörizmde giriyor. Yani bu kısacık oyunda -ki gerçekten bana oldukça kısa geldi- maalesef insan ağız tadıyla gerilemiyor, keyif alamıyor. Bu arada grafikler kadar yaratıkların sesleri de berbat maalesef. Tamam uzaktan duyuyoruz bazen seslerini. O çok güzel olmuş. ama gelgelim yakınınıza gelince sesleri son derece kalitesiz çıkıyor. Ne demişler; davulun sesi uzaktan hoş gelirmiş. zaten az sayıda ki poligondan oluşan bu mutantlar davuldan pek farklı bir görüntü oluşturmuyorlar.
Gel gelelim atmosfere ve diğer grafiklerle seslere... Arkadaşlar mutantlar ne kadar kötüyse çevre o kadar güzel. Yani benim bilgisayarımda mı sorun var diye resimlere baktım ama yok yani. Çevre falan gayet güzel modellenmiş. Kaplamalarda ufak hatalar göze çarpmıyor değil. Ama adamlar özellikle gölge olayına özenmişler. Bu belli oluyor. Eee haliyle mutantların olmadığı yerlerde güzel bir görsel şölen sizleri bekliyor diyebilirim rahatlıkla. Sesler ise gerçekten harika. Rus aksanıyla; İngilizce konuşan insanları kimler seslendirmişse ve bunu ayarlayan her kimse alnından öpüyorum. Cidden kendimi biran Moskovada zannettim. Aynı şekilde atmosferde sizleri gerçekten nükleer bir savaştan sonra metroya sığınmışınız gibi hissettirmeye yetiyor. Adamlar oyuna raylarda ilerleyen tanklar falan koymuşlar. Yani bunu kurgulayan adamlar -veya kitabın yazarı- cidden iyi iş çıkartmış... Oynanış ve diğer ilişkiler kesinlikle çok iyi. Mesela para olarak mermi kullanıyoruz. Oyunda sizi olası bir nükleer savaştan sonra; metroda yaşayan biri olduğunuza inandırmak için her şey yapılmış. Benim en çok hoşuma giden şeylerden birisi elle şarj edilebilen fenerdi. Feneri etraf karanlık olduğu için hep kontrol etmenizi ve her fırsatta şarj etmenizi öneririm. Bunun dışında yeryüzüne çıktığımız veya zehirli gazların olduğu noktalarda maskenizi takmak zorundasınız. Camı kötülemeye başlarsa-ki bu darbe aldığınızda oluyor değiştirmeniz gerekecek.Yoksa ölüyoruz. Tavsiyem yeryüzündeyken özellikle darbe almamaya çalışın... Birde görevlerimizi ve yönümüzü tayin etmek için kullandığımız günlük var. O da çok hoş bir ayrıntı olmuş. Sol elimizde çakmağımız, sağ elimizde günlük duruyor. Günlükte yönümüzü gösteren bir pusula ve amacımız yazıyor. Dikkat edin günlüğe bakarken savunmasız olduğunuz için canavar kardeşlerimiz gelip sizi avlayabilir. Etrafta ki objelerle olmayan (!) etkileşime biraz değinmeden geçemeyeceğim. Atmosferi bozan bir durum olmuş bence. Yani objelerle daha etkin bir oyun olsaymış daha da güzel olurmuş...
Bu arada yapay zeka; oldukça yapay kaçmış diye bir kelime espirisi yapıyorum affınıza sığınarak. İnsanlarla savaşırken bu daha çok göze batıyor. İyi bir FPS oyuncusuysanız elemanları keklik gibi avlarsınız. Bu arada bazı bölümler sırf sizi zorlamak adına yapılmış. Bariz -bir ton mermi harcayıp öldüremediğimiz mutantlar gibi- bir şekilde bunu anlayabiliyorsunuz.
Genel anlamda oynanılabilecek bir oyunla karşı karşıyayız arkadaşlar. Oyunda 'karanlık olanlar' , garip işleniş ve bazı ufak ayrıntılar sizi memnun edecek. Bu oyunu tavsiye ediyorum. Sırf atmosferin verdiği keyif için bile oynanır. Oynamazsanız ama bir şey kaybetmezsiniz. İkinci oyunu daha fazla umut vadediyor. Onu da bekliyorum bakalım. Herkese iyi oyunlar dilerim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder