28 Ekim 2012 Pazar

Dinler ve Kurbanlar - 3
























Dinler ve Kurbanlar araştırmamızın üçüncü bölümde bu topraklara, Antik Anadolu’ya konuk oluyoruz. Anadolu şüphesiz medeniyetlerin beşiği tanımını sonuna kadar hak edecek şekilde, tarih öncesi ve sonrasında sayısız medeniyete ev sahipliği etmiş bir coğrafyadır. Araştırmamızın bu bölümünde, Anadolu’da hüküm sürmüş sayısız uygarlıktan ikisini inceleyeceğiz: Hititler ve Urartular.


Hititler

Hititler, Antik Çağ Anadolu’sunda devlet kurmuş önem medeniyetlerden biridir. Antik Çağ uygarlıklarının geneli gibi Hititlerde politeist inanç sistemine sahiptiler. Tanrılar ile ilişkilerini efendi köle ilişkilerine benzetirlerdi. Kölelerin nasıl bir isteklerinin yerine gelmesi için efendilerine yalvarması gerekirse kendileri de tanrılara öyle yalvarırlardı. Efendiler nasıl kölelere lütuflarda buluyorlarsa tanrılar da insanlar için öyle ihsan ve lütuflarda bulunurlardı.

Hititlerin Gök ve Fırtına Tanrısı
Teşup (Tarhuna)'un rölyefi
Hititler tanrılarını insan gibi tasavvur eder ve tanrılarında ihtiyaçları, evleri, aileleri, aşkları, kinleri, intikamları olduğuna inanırlardı. Hititlerin tanrıları inançları birçok medeniyetin tanrılarından etkilenmiştir. Aslında tanrıları pastoral izler taşır. Mesela fırtına ve gök tanrısı Teşup, Hititler çok önem verdikleri bir tanrıdır. Çünkü kendisi ekinlerin büyümesinde, tarımın bereketlenmesinde çok etkilidir ve bu yüzden duvar kabartmalarının tümünde elinde buğday başağıyla resmedilir. Diğer önem verdikleri tanrılar: baş tanrıça Hepat, deniz tanrısı Aruna, ocak tanrısı Haşşaş, güneş tanrısı Utu, ateş tanrısı Pahhur, pınar tanrısı Şupilulia, aşk ve harp tanrıçası Lelvani, hayat tanrısı Telepinö ve atalar tanrısı Şuinaş’dır.

Hititler tanrılarına bu kadar büyük önem atfettiklerinden dolayı, tanrılarıyla ilişkileri de belirli ritüellere dayanırdı. Hititler herhangi bir dilekleri olduğu zaman çeşitli adaklarla tanrılarından bunu isterlerdi. Bu adaklar çeşitli içecekler, yemekler, canlı ya da cansız hayvanlar veya –çok nadir olmakla beraber–insanlardı. Hititler tanrılarının yemek ve içmeye ihtiyaçları olduğuna inandıklarından her gün düzenli olarak adak olarak yemek sunarlardı.


Hititlerde tanrılar için yapılan bir kurban törenini anlatan duvar kabartması.
Hititlerde tanrılar için insan kurban etmek yaygın bir adak yöntemi değildi. Çok nadir durumlarda uygulanırdı. Hititlerde insan kurbanını daha çok kâhinler ve falcılar yapardı. Kehanet için insan kurban etme yöntemi Hititlere, Babilli kâhinlerden miras kalmıştır. Kâhin, insan kurban edildikten hemen sonra iç organlarının aldığı şekillere bakarak gelecekten haberler verirdi. İç organlarından en önemlisi, hatta bu kanlı ayinin yapılma sebebi ise karaciğerdi. Birçok antik toplulukta karaciğere bu tarz –gelecekten haber getirme gibi– anlamlar yüklenmiştir. Hititlerde bu topluluklardan biridir.

Hititler kehanete ve falcılığa izin vermelerine rağmen, büyü ve büyücülük kesinlikle yasaktı. Her ne nedenle olursa olsun büyü yapmanın cezası ölümdü. Bu durumun tek istisnası ise yapılmış başka bir büyüyü bozmak için büyü yapılmasıydı. Böyle karmaşık bir inanç sistemi aslında o dönemdeki birçok medeniyette mevcuttu.


Urartular
Urartular, Anadolu’nun doğusunda bugünkü Van ve çevresinde devlet kurmuş, Anadolu’nun en eski medeniyetlerindendir. Van Kalesi de o dönemden kalma birçok eser gibi Urartular döneminde yapılmıştır. Urartu medeniyeti çeşitli alanlarda Hititlerden ve Asurlulardan etkilenmiştir. O dönemdeki medeniyetler gibi, Urartularda çok tanrılı inanç yapısına sahiptir.

Onuruna çocuklar kurban edilen
Tanrı Haldi'nin bir tasviri
Bulunan yazıtlara göre, Urartuların inandığı 79 adet tanrı, tanrıça ya da tanrısal özelliklere sahip karakter bulunmaktadır. Urartularda kurban etme ayini çok yaygındır. Adak adama, Urartular için o kadar önemlidir ki 79 tanrı için ayrı ayrı kurbanlar vermiş ve bunları da belirli bir düzene tabi tutmuşlardır. Yapılan kazılarda 79 tanrının hangisi için hangi kurbanları ne zaman vereceklerini açıklayan bir kil tablet bulunmuştur.

Urartular çoğunlukla hayvan kurban ederlerdi. Hatta son yapılan kazılar öncesi, Urartuların kesinlikle insan kurban etmedikleri hâkim bir görüştü. Fakat Alman arkeologların Toprak-Kale mevkiinde yaptığı son kazılarda hayvan kemiklerinin arasında çeşitli insan kemiklerinin bulunması, Urartuların insan kurban etme ayinleri de gerçekleştirdiği fikrinin benimsenmesini sağladı.



Urartularda çocukların kurban edildiği uçurum yeri
Urartular genelde birkaç günlük hayvanları kurban ederlerdi. Bulunan kemiklere göre kurban edilen hayvanların, doğduktan hemen 2 ya da 3 gün sonra kurban edildiği düşünülmektedir. Urartuların kurban kanlarının Van Kalesindeki bir meydanda toplanması için özel olarak bir drenaj sistemi yapmalarından, kurban kanlarının da kurbanın kendisi kadar çok önemsendiği anlaşılmaktadır.

Tanrılar için hangi kurbanların verileceğini belirten kil tabletin yanı sıra, yüce tanrı Haldi’nin onuruna çocukların nasıl kurban edileceğini, hangi ritüellerin uygulanacağını anlatan bir kil tablet daha bulunmuştur. Kızıl-Tepe mevkiinde yapılan arkeolojik kazılarda ise Urartuların uygarlıkları süresince binlerce hayvan kurban ettiğini gösteren, hayvan külleri bulunmuştur.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder