Orijinal adı: Stake Land
Yapım: 2010 ABD
Tür: Korku, Gerilim, Drama
Yönetmen: Jim Mickle
Oyuncular: Connor Paolo, Nick Damici, Kelly McGillis
Süre: 98 Dakika
Martin (Connor Paolo) , şehirleri ve kasabaların çöküşüne neden olan vampir salgınından önce ailesiyle yaşayan normal bir gençtir. Vampir salgı başladığında ailesini kaybeden Martin’in yolu vampir avlayan bir gezgin olan Mister (Nick Damici) ile kesişir. Mister ona hem vampir avlamayı öğretecek, hem de onun Kuzey Kanada’da vampir salgının olmadığı güvenli yerlere ulaşmasını sağlamaya çalışacaktır.
Bu kez bir vampir filmiyle karşınızdayım. Pek çok kişi bu yapımı zombi-vampir kırması bir film olarak adlandırsa da aslında bu pek isabetli bir tespit değil. Zira yakın dönem vampir filmlerinden Blade 2, 30 Days of Night gibi yapımlarda vampirlerin sadece iki tane uzun dişi olan insanlar olmaktan ziyade başlı başına ayrı yaratıklar (yaratık ifadesini kullanmak doğru mu emin değilim) olduğunu gördük. Bu ve bunun gibi filmlerin sayısı arttıkça vampirler giderek başkalaşıma uğrayacak ve uzun dişleri olan sadece kan emen soluk benizli insanlar gibi görünmekten daha fazlası olmaya başlayacaklar. (Bir de güneşte parlayanlar var ki onlardan hiç bahsetmek bile istemiyorum)
Vampir kültünden çok fazla hoşlanmadığımı itiraf etmek istiyorum. İzlediğim onlarca vampir filmi arasından çok az sayıda zihnimde yer edebilecek yapım oldu. Stake Land de sırf kaliteli makyajları sayesinde aklımda kalan yapımlardan biri. Film genel olarak apokaliptik bir yapım. Bir vampir kıyameti yaşanıyor salgın oluyor ve vampirler giderek güçleniyor. Geri kalanı ise klasik apocalypse filmlerinde olan şeyler; etraftaki insanların azalması, var olanların düşmanca tavırlarda olması, bir yerden bir yere- güvenli bir yere- gitmeye çalışan insanların başına çeşitli olayların gelmesi gibi şeyler…
Film durağan yapısıyla pek çok izleyenin yarıda kestiği bir yapım olması gerçeğini yadsımıyorum ama çok kötü bir film olduğu konusunda biraz abarttıklarını düşünüyorum. Yer yer artan aksiyon sahneleri göze hoş geliyor. Biraz öncede bahsettiğim gibi makyajları çok güzel olmuş –ki bu konuda ödül almış olması da beğenmekte haklı olduğumu gösteriyor.
Jim Mickle, birçok otorite tarafından yüksek not alan Mulberry Street filminin ardından yine onun kadar ses getirecek bir yapım olması için Stake Land’ı çekti fakat ne yazık ki evdeki hesabın çarşıya uymamış görünüyor. Vampir filmlerini pek sevmesem de izlenilebilir nitelikte bir film olduğunu düşünüyorum. Filme dair büyük beklentileriniz yoksa veya mümkünse herhangi bir beklentiniz yoksa izleyebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder