Yayıncı ; Deep Silver
Türü ; Aksiyon,Gerilim,Korku
Platform ; PC, X-BOX 360, PS3
İncelendiği Platform ; PC
Çıkış Yılı ; 2011
Evet arkadaşlar; bugün biraz gecikmiş bir oyun incelemesi
ile karşınızdayım. 2011 yapımı bir oyun olan Dead Islad’ı ancak bir yıl sora
inceleme imkânım oldu. Ancak yine de sizlerle bu oyunu paylaşmalıyım diye
düşünüyorum. O yüzden aldım oyunumu; kurdum, oynadım ve işte karşınızdayım.
Oyun RPG ile FPS özelliklerini bir arada ve hakkıyla taşıyor. Biraz diğer
oyunlardan karma çalıntılar yapmış olsa da kendi ismi piyasa da duyurmayı
başardı ve bir aralar yılın oyunu seçilmesi bile gündeme geldi. Şu an bir çok
seveni ; şüphesiz bu kitleyi co-op moduyla kazandı.
Cennetin İçinde Cehennemi Yaşamak!
Oyunu kısaca anlatmak istersek; tatilcilerin akın akın
geldiği; yazlık bir adada nereden geldiğini anlayamadığımız zombi,infected ve
bunların türevleriyle savaşmak.Bu yani. Şimdi diyebilirsiniz ‘oha o kadar uzun
oyun, o kadar uğraşılmış; bu mudur yani yorumun’ diye. Haklısınız ama işte oyun
aklımda ancak bu kadar kaldı. Yıllar önce oynadığım sevgili dostum Nikarawas’ın
hediyesi Nosferatu; ‘Wrath of Malachi’
bile şu an aklımda daha fazla yere sahip. Sebeplerini açıklayacağım elbet ama
‘oynamayın, berbat oyun’ demedim.Buna da dikkat çekerim.

Niye Ben!?
İşte bu yukarıda ki soru açıkçası benim kafamı oldukça
meşgul etti. Oyunda 4 karakter var ve hepsi de bu yayılan virüse dayanaklı
insanlar. Hayır ne farkları var anlamış değilim. Benim gibi her detayı
sorgularsanız; bu soru sizi de rahatsız edecek. Senaryo burada açıkça yetersiz
kalmış. Bu 4 yeniden hayata başlamaya çalışan insanın biraz daha farklı
olmasını isterdim. Ne bileyim denek olup o sayede bağışıklık kazanması gibi.
Ama durum böyle değil ne yazık ki.Ve tabi bağışıklık kazanmış insanlar olarak;
diğer tüm karakterler size güveniyor ve biraz olsun İngilizcemiz varsa
anlayabiliyoruz ki; her şey bizden bekleniyor ve psikolojik baskı altındayız.
Oyunda bol aksiyonlu görevlerde bir kahraman edasıyla savaşınca kendimize
güvenimiz yerine gelse de; ayak işleri yaptırılması ayı şekilde sinirlerimizi
bozuyor. Şampanya isteyen bir kadın özellikle beni sinir etti. Olaya bak. Etraf
o kadar tehlikeli; hanımımız şampanya diye tutturuyor… Tabi ayak işleri de bize oyunun RPG kıvamında
işlenişini güzelce aktarıyor.
Bu arada yukarıda bahsettiğim o 4 karakterin farklı
özellikleri mevcut. Her biri farklı silahlarda daha iyi. Ve özellik olarak
değişiklik gösteriyor. Bunu seçmek size kalmış. Ben kesici aletlerde usta olan
beyaz erkeği (oyunun hiç aklımda yer etmediği nasıl belli)seçtim. Ancak uzun bir süre ekmek bıçağı ile ilerledim. Sonlara
doğru ‘vay bee’ dedirten güzide kılıçlara sahip olabildim. Bu arada hakkını
yemeyeyim oyunda envai çeşit silah var. Tabi silah deyince M4-A1, Samuray
Kılıcı, özel topuzlar falan gelecek en başta aklınıza. Bunlar elbette var. Ama
oyunda daha çok çer çöp ile ilerliyoruz. Yerden bulduğumuz kürekler, basit
çekiçler, su boruları gibi. Tabi hepsinin bir ömrünün olması gerçeklik
açısından bence gayet iyi. Yani mesela tahta bir sopa birkaç vuruşta giderken,
demir bir su borusu daha uzun dayanıyor. Ama üzülmeyin; tamir atölyelerinde
silahları çok tuzlu fiyatlara da olsa tamir edebiliyorsunuz. Bu atölyelerde
aynı zamanda silahlarınızı upragade edebiliyor, yeni silahlar
yaratabiliyorsunuz. Bu özellikler oyuna farklı bir bakış açısı getirmiş olsa
bile mesela bir şok etkili otomatik tüfek, gerçekliği biraz sekteye uğratıyor. Tabi bu küçük tezgahlarda kimselerin olmaması; işimizi kendi kendimize yapmak; biraz saçma kaçmış. Bu arada upragade ve creative kısımları oldukça bize pahalıya patlıyor. Ama
oyunda sınırsız para kayağı var.Ölen yaratıklardan, yerde ki cesetlerden,
çantalardan, görevlerden oldukça fazla para kazanıyoruz. Ben bu paraları
harcayın derim. Ölünce çünkü paranın 10 da birini kaybediyorsunuz. Bu arada
ölmek sadece para kaybı demek. Öldüğümüz yerin hemen birkaç metre ilerisinde
falan tekrar oyuna başlıyoruz. Eğer karşınızda güçlü yaratıklar varsa bu
dezavantaj oluyor.
Şehirden İndim Köye…
Oyun merkezi bir yerde başlasa bile harita bize o kadar
geniş imkanlar sunuyor ki… Açıkçası bana yeni haritalar ve bölgeler büyük
sürpriz oldu. Gayette beğendim. Bu yüzden bölgeler hakkında bilgi vermeyeceğim
ancak sizi şaşırtacağını söyleyebilirim. Köy,şehir gibi bir çok farklı ve geniş haritalar mevcut. Bu arada oyunda hoşuma giden ve aynı
zamanda ne alaka dedirten bir kısımdan bahsetmek isterim. Biliyorsunuz ki
infected ve zombi hep karıştırılsa bile aslında çok farklı şeylerdir. Zombiler
tekrar dirilmiş ölülerdir, infected ise virüse mağruz kalmış saldırgan,
hastalıklı insanlardır. Oyunda ikisinide görebiliyoruz. İnfectedler daha
saldırgan, hızlı ve sayı olarak az olsalar da çoğu zaman daha tehlikeli. Zombiler
ise daha yavaş ve saflar. Yani biraz koşunca peşinizi hemen bırakabiliyorlar.
Bu iki farklı türü de oyunda görmek bir yerde güzel olsa bile; ‘ne alaka ya’
diyerekten düşünmedim de değil. Yani bu virüsü yaya kişi; ‘lan zombiler zaten
kolay, dur birde infected salayımda azıcık zorlansınlar’ mı demiş? Hani diğer 4
farklı canavarımsı arkadaşı anlıyoruz. Onlar daha güçlü ve daha nadir. Ancak bu
infected ve zombi olayı beni biraz düşündürttü. Bunu bir kenara atarsak farklı
düşmanlar oyuna biraz olsun zorluk katmış. Bu da gayet iyi olmuş.
Görevimiz Tehlike!

Bir konuya daha değinmek bence iyi olacak. Sadece
yaratıklarla savaşmıyoruz oyunda; bu istilayı kendi çıkarları için kullanmaya
çalışan insanlarla da özellikle sonlara doğru oldukça fazla çatışmalara
girebiliyoruz. Bu da gerçekçiliğe bence bir artı daha ekliyor. Tabi tek silahlı
olanlar insanlar değil. Zombilerinde bazen ellerinde su boruları, bıçaklar
falan olabiliyor. Dikkat etmeniz gerekecek buna. Çünkü canınızı iyice
düşürebiliyor bu sevimli dostlarımız.

Co-op Modu;
Bu modu açıklamaya gerek olmasa gerek. Sadece keyifli
olduğunu söyleyebilirim.Tabi Nikarawas ile yaklaşık 6 saatimizi bu oyunda
beraber oynamak için verip oynayamadıksak ve save dosyaları falan silindiyse de
keyifli! Beraber görevler yapmak oyunu hayran kitlesini açıklar nitelikte. Tabi
bizim 6 saat boşa gitti; o başka.
Gelelim Sonuca;
Oyunu çokça eleştirdim. Ancak bahsettiğim gibi büyük harita,
farklı silahlar, farklı onlarca görev gibi bazı unsurlar sayesinde oyun; oynanmaya değer sınıfına giriveriyor. Alıp bir iki gününüzü birazcık sıkıntı
çekerek bile olsa keyifli geçirebilirsiniz. Ben iki günde bitirdim. Ancak ileri
bir zamanda tekrar uzun uzun
oynayabilir; haritanın keyfi çıkartabilirim.
Artıları; Farklı mekanlar, geniş bir harita, envai çeşit farklı silahlar, değişik bir çok zombi modellemesi.
Eksileri; Amaçlanan duygusallık yansıtılamamış, mantık hataları ve buglarla dolu oyun zaman zaman itici gelebiliyor.
Artıları; Farklı mekanlar, geniş bir harita, envai çeşit farklı silahlar, değişik bir çok zombi modellemesi.
Eksileri; Amaçlanan duygusallık yansıtılamamış, mantık hataları ve buglarla dolu oyun zaman zaman itici gelebiliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder