Tamam.Tamam.Yeter artık.Benimde iyice sinirlerim bozuldu.Ne
kadar bu olaylar zincirini anlattıktan sonra pişman olmadığımı söylediğimde
sizler için iyice bir ‘canavar’ olacağımı bilsem de bu ‘deli’ damgası beni
’canavar’ olmaktan daha çok rahatsız ediyor.O yüzden anlatacağım.Bilmenizi
istiyorum.Bilmeniz belki daha çok hoşuma gidecek.
O gün yani burada ki herkesin bildiği ve benimle
tanıştığınız o gün oldu her şey. Hani şu ülkeyi çalkalayan, yabancı gazetelerin
bile manşetlerinde resimlerimin çıktığı, haberlerin verildiği günün, bir gün
öncesi.
Daha öncesi vardır elbet.Ama son darbe o gün geldi.Bu arada bu dediklerimi medyaya olduğu gibi aktarın lütfen. Tamam beyler kızmayın devam ediyorum. Sabah kalktım her zaman ki gibi. Yani sabah dediğim öğlen 11 gibi. Hep buna kızarlardı zaten. Neymiş efendim bu saatte kalkılırmıymış.Hafta sonu benimle vakit geçirmek istiyorlarmışmış….Benim isteklerim yok sizlerde görüyorsunuz.Haftanın 4 günü okul vardı zaten,2 gün ise part-time çalışıyordum.Her gün erkenden kalk ve gece geç yat,sonra tek boş gününde onlar için erken kalk.Olur!Sürekli paranın lafını yapmasalardı onlarda.Bende çalışmazdım ve böyle öğlene kadar yatmazdım. Sanırım bu olanların nedenini anlamanız için biraz onları tanımanız gerekir. Saçıma, sakalıma, sevgilime arkadaşlarıma, odamda asılı basit biz söze, posterlere, giydiğim pantolona, her şeye ama her şeye karışıyorlardı. Yaptığım hiç bir şeyin onların gözünde değeri yoktu. Lisede ilk sınıfta çok başarılıydım. Tüm derslerim mükemmeldi, tabi ondan önce ki eğitim hayatımda. Ama bir kere övmediler. Varsa yoksa yeğenlerim, kuzenlerim, tanıdıklarımızın çocukları falan konuşulurdu. Onların başarıları övülürdü. Eve misafir geldiğinde; beni onların gözü önünde küçük düşürmekten asla çekinmezlerdi. Her şeye bir laf….Off. anlattıkça sinirleniyorum. O gün evde olmadıkları için sevinmiştim, kalktığımda evde o aptal köpek dışında tek canlı yoktu.Nereye gittiler bilmiyordum.Ama tek başıma güzel bir kahvaltı yapacağım için mutlu olmuştum.Ahh bir de şu köpek olmasa.Hayvanları seviyorum.Ama bana paramız yok deyip de bu ite en pahalı mamaları alırlarsa bende böyle nefret ederim.Zamanında ben çok istemiştim bir köpek ama almadılar.Sonra erkek kardeşim istedi.İki hafta sonra aldılar.Tek itiraz etmeden.Bir de tonlarca bahane…Bir sigara yakabilir miyim?Teşekkür ederim.Ne diyordum?..Hah.Kahvaltı yapmaya başladım.Artanlar falan vardı tek zaten.O sırada o aptal köpek,tam kahve keyfimin ortasında havlamaya başladı. Bir şey mi oldu diye salona gittim.Oyuncağı koltuğun altına mı kaçmış ne olmuş.Anlamadım.Ben eğilip koltukların altına falan bakmaya çalıştım her halde.Yani şimdi tam hatırlayamıyorum ama ayağına falan dizimle bastım galiba, ama bu aptal köpeğin hırlayıp beni bacağımdan ısırdığını gayet net hatırlıyorum. Elime nereden aldım onu da hatırlamıyorum emin olun ama cam vazoyla vuruverdim işte. Vazo paramparça oldu, elimde hala izi var bakabilirsiniz .Köpek orada bayılmış.Kafasından kan akıyordu.Ama ben kutsal kitap üzerine yemin ederim ki öldü zannediyordum.Ondan kurtulmalıyım diye düşündüm tüm katiller gibi. Bana bu arada katil bile demiyor kimse.Daha çok dünya dışı bir varlık gibi bakıyorlar yüzüme.
Öyle yazıyorlar veya herkes nefret ediyor.Bir sigara daha yakabilir miyim?Evet,sağolun.Neyse.Bende ne akla hizmetse bahçenin görünmeyen arka kısmına gömmeyi düşündüm.Hızlı hareketlerle garajdan küreği aldım.Garajdan zaten nefret ediyorum izin verin sebebini anlatayım.Ben o tek tatil günlerinde film izlemek gibi dinlendirici şeyler yapmayı seviyorum.Ama ailem bana zorla iş yaptırıyor.Yani gereksiz şeyler.Garaj tamiri,bahçe işleri gibi şeyler.Hayır niye ben çalışırken kardeşlerim gezebiliyorlar anlayamıyorum.Kesin işleri oluyor.Yok sinemaya gitmek falan.İyice gıcık oluyorum.Bir de bu bizim garajımızda ki tamir aletleri falan çok pahalı şeyler.Sözde paramız yok ama 4 tane farklı matkap var ama en basitinden.Babam muhasebecilik yapıyordu.Bunlar onun sözde hobisiymiş.Off.Neyse.Ben küreği aldım.Arka bahçeye bir köpeğin sığabileceğini düşündüğüm derinlikte bir çukur açtım.Köpeği sürüyerek götürdüm.Yerlerde oldukça kan vardı.Sizde gördünüz.Kesin ölmüştür diye düşünmem için bir sebep daha vardı yani.Köpeği götürdüm ve çukura yerleştirdim.Ama sığmıyordu.Arka iki bacağı yukarıda kalıyordu.Zaten ölmüş bir köpek olduğunu düşündüğüm için o kısımları keserek yerleştirmek mantıklı geldi.Bende yine o lanet garajdan bir testere aldım.Oraya geri döndüğümde fark ettim ki bu aptal köpek yüzünden başım derde girecekti.Her yer kan olmuştu ve temizlemek zordu.Sinirlendim.Ne yalan söyleyeyim.O hışımla o keskin testereyi aldım.Hemen oturup kesme işine başlayacaktım.Testereyi hızlı bir şekilde hareket ettirmeye başladım.O sırada bir ses duydum.Lanet olasıca bir cam kırılma sesi.Her şeyi daha da berbat eden bir ses.
Daha öncesi vardır elbet.Ama son darbe o gün geldi.Bu arada bu dediklerimi medyaya olduğu gibi aktarın lütfen. Tamam beyler kızmayın devam ediyorum. Sabah kalktım her zaman ki gibi. Yani sabah dediğim öğlen 11 gibi. Hep buna kızarlardı zaten. Neymiş efendim bu saatte kalkılırmıymış.Hafta sonu benimle vakit geçirmek istiyorlarmışmış….Benim isteklerim yok sizlerde görüyorsunuz.Haftanın 4 günü okul vardı zaten,2 gün ise part-time çalışıyordum.Her gün erkenden kalk ve gece geç yat,sonra tek boş gününde onlar için erken kalk.Olur!Sürekli paranın lafını yapmasalardı onlarda.Bende çalışmazdım ve böyle öğlene kadar yatmazdım. Sanırım bu olanların nedenini anlamanız için biraz onları tanımanız gerekir. Saçıma, sakalıma, sevgilime arkadaşlarıma, odamda asılı basit biz söze, posterlere, giydiğim pantolona, her şeye ama her şeye karışıyorlardı. Yaptığım hiç bir şeyin onların gözünde değeri yoktu. Lisede ilk sınıfta çok başarılıydım. Tüm derslerim mükemmeldi, tabi ondan önce ki eğitim hayatımda. Ama bir kere övmediler. Varsa yoksa yeğenlerim, kuzenlerim, tanıdıklarımızın çocukları falan konuşulurdu. Onların başarıları övülürdü. Eve misafir geldiğinde; beni onların gözü önünde küçük düşürmekten asla çekinmezlerdi. Her şeye bir laf….Off. anlattıkça sinirleniyorum. O gün evde olmadıkları için sevinmiştim, kalktığımda evde o aptal köpek dışında tek canlı yoktu.Nereye gittiler bilmiyordum.Ama tek başıma güzel bir kahvaltı yapacağım için mutlu olmuştum.Ahh bir de şu köpek olmasa.Hayvanları seviyorum.Ama bana paramız yok deyip de bu ite en pahalı mamaları alırlarsa bende böyle nefret ederim.Zamanında ben çok istemiştim bir köpek ama almadılar.Sonra erkek kardeşim istedi.İki hafta sonra aldılar.Tek itiraz etmeden.Bir de tonlarca bahane…Bir sigara yakabilir miyim?Teşekkür ederim.Ne diyordum?..Hah.Kahvaltı yapmaya başladım.Artanlar falan vardı tek zaten.O sırada o aptal köpek,tam kahve keyfimin ortasında havlamaya başladı. Bir şey mi oldu diye salona gittim.Oyuncağı koltuğun altına mı kaçmış ne olmuş.Anlamadım.Ben eğilip koltukların altına falan bakmaya çalıştım her halde.Yani şimdi tam hatırlayamıyorum ama ayağına falan dizimle bastım galiba, ama bu aptal köpeğin hırlayıp beni bacağımdan ısırdığını gayet net hatırlıyorum. Elime nereden aldım onu da hatırlamıyorum emin olun ama cam vazoyla vuruverdim işte. Vazo paramparça oldu, elimde hala izi var bakabilirsiniz .Köpek orada bayılmış.Kafasından kan akıyordu.Ama ben kutsal kitap üzerine yemin ederim ki öldü zannediyordum.Ondan kurtulmalıyım diye düşündüm tüm katiller gibi. Bana bu arada katil bile demiyor kimse.Daha çok dünya dışı bir varlık gibi bakıyorlar yüzüme.
Öyle yazıyorlar veya herkes nefret ediyor.Bir sigara daha yakabilir miyim?Evet,sağolun.Neyse.Bende ne akla hizmetse bahçenin görünmeyen arka kısmına gömmeyi düşündüm.Hızlı hareketlerle garajdan küreği aldım.Garajdan zaten nefret ediyorum izin verin sebebini anlatayım.Ben o tek tatil günlerinde film izlemek gibi dinlendirici şeyler yapmayı seviyorum.Ama ailem bana zorla iş yaptırıyor.Yani gereksiz şeyler.Garaj tamiri,bahçe işleri gibi şeyler.Hayır niye ben çalışırken kardeşlerim gezebiliyorlar anlayamıyorum.Kesin işleri oluyor.Yok sinemaya gitmek falan.İyice gıcık oluyorum.Bir de bu bizim garajımızda ki tamir aletleri falan çok pahalı şeyler.Sözde paramız yok ama 4 tane farklı matkap var ama en basitinden.Babam muhasebecilik yapıyordu.Bunlar onun sözde hobisiymiş.Off.Neyse.Ben küreği aldım.Arka bahçeye bir köpeğin sığabileceğini düşündüğüm derinlikte bir çukur açtım.Köpeği sürüyerek götürdüm.Yerlerde oldukça kan vardı.Sizde gördünüz.Kesin ölmüştür diye düşünmem için bir sebep daha vardı yani.Köpeği götürdüm ve çukura yerleştirdim.Ama sığmıyordu.Arka iki bacağı yukarıda kalıyordu.Zaten ölmüş bir köpek olduğunu düşündüğüm için o kısımları keserek yerleştirmek mantıklı geldi.Bende yine o lanet garajdan bir testere aldım.Oraya geri döndüğümde fark ettim ki bu aptal köpek yüzünden başım derde girecekti.Her yer kan olmuştu ve temizlemek zordu.Sinirlendim.Ne yalan söyleyeyim.O hışımla o keskin testereyi aldım.Hemen oturup kesme işine başlayacaktım.Testereyi hızlı bir şekilde hareket ettirmeye başladım.O sırada bir ses duydum.Lanet olasıca bir cam kırılma sesi.Her şeyi daha da berbat eden bir ses.
Evet hikayenin neresinde kaldık.Tamam hatırlıyorum.Köpeği
kesiyordum.Bakmayın öyle yüzüme.Bilinçsiz gibiydim.Kendime hâkim olamıyordum.O
sırada sesi duydum işte…Lanet olasıca sesi.Babam ve annem orada durmuş,elinden
düşürdükleri o poşetler yanlarında dururken bana bakıyorlardı.Suçlayıcı,lanet
okur gibi.Arkada kardeşlerimin sesini duydum.O an elimde o kanlı testere ve
köpeğin damarından fışkıran kanların üzerime sıçramasıyla oluşan görüntüyü
düşünebiliyorum.Ve o sırada fark ettim köpek hareket ediyordu.Ama kestiğim
damarından akan kanlar yüzünden fazla sürmedi,bir iki saniye içinde can
verdi.Bilmiyordum!O an babamın benim elimden testereyi kapıp tokat atmasıyla
sıyrıldım. Ne olduğunu bilemeden yere savruldum. Babam üstüme çıkıp bana
vurmaya başladı. Her şey o kadar karışıktı ki.Bir yerde sürekli akan kanlar ve
can verdiği halde, atardamarlarından kesik kesik kan fışkıran bir köpek.Diğer
yanda annemin o suçlayıcı ve şaşırmış bakışları.Kardeşlerimin haykırışları. Ve
ben, babamın bacaklarının gücüyle yerde etrafımı izliyor ama kendimi kontrol
edemiyordum.Babam işe yaramaz,sadist ruhlu bir pislik olduğumu söyleyip sürekli
vuruyordu. Buna alışıktım. Basit bir şaka yüzünden bile beni 2 sene öncesine
kadar herkesin içinde dövebiliyordu. Annem asla karışmazdı. Hak ettiğimi düşünürmüşçesine
durup izlerdi o gün olduğu gibi. Durumu
anlatmaya kalktım.Ama o sırada bunu yapamayacağımı hemen anladım. Yerde elime
bir taş parçası geldi. Bende babama karşılık vermeye başladım.İkinci darbedeydi
galiba tam net değil o kısım,babam yere düştü ve öyle hareketsiz kaldı.Annem
çığlık atarak yanımıza geldi.
Ben o sırada kedime şaşırarak taşı elimden attım. Ayağa kalkmaya çabaladım. Biraz sendeleyip doğruldum. Etrafıma bakındım. Babam, annem, kardeşlerim… Her şeyden önce bana yaptıkları. İşte o zaman değiştiğimi ve yaptığım bu şeylerde zevk aldığımı hissettim. Kendimi ilk kez özgür hissettim, ilk kez bir birey olmanın farkına vardım. Koşarak garaja gittim. Orada babamın saklı tabancasını aldım. Yerini hep biliyordum zaten. O kadar aptalca bir yere koymuştu ki. Neyse. Bahçeye geri döndüm hepsi babamın başına çömelmiş vaziyette onu ayıltmaya çalışıyordu. Uzun namlulu Smith&Wesson ile mermi bitene kadar karambol atışlar yaptım. Kan ve çığlıkları duymak ve görmekten çok, hissediyordum. Bu duyguyu size anlatamam. Hep içimde yatan bir şeymiş ama bunu fark ettim. Ve evet kabul ediyorum korkuyla yapılan bir şey değildi bu. Zevk için yaptım. Pişman değilim. Kardeşlerim orada can verdi. Annem ve babam ise yaşıyordu. Annemin omuzunu sıyırmıştı bir mermi, bir başka mermi bacağına denk gelmişti. Annemin dizinin bir karış altı kopma derecesinde,bir mermi tarafından parçalanmıştı.Ama babama mermi gelmemişti. Bahçede duran çekici alıp kafasına vurdum, vurdum, vurdum… En son kafasını bir lapa kıvamına getirdiğimi hatırlıyorum. Kardeşlerime dönüp baktım. Korku yüzlerinden silinmemişti. Annem öylece uzanmış yatıyordu. Biraz önce attığı çığlıkları kafamı ona çevirince bitiverdi. Ağlıyor ve saçma laflarla af diliyordu. Acısını dindirmek için yerde duran küreği aldım ve bacağında ki mermi girmiş olan yere vurmaya başladım diklemesine. Sağ dizinin bir karış altı yoktu artık. Çığlıklarına aldırmadan kafasına vurmaya başladım. Kürekle bu iş daha uzun sürmüştü, ama daha zevkli olmuştu. Kafası suç ortağına benzer bir kıvama gelince bıraktım.
4’ ünü yan yana dizip mutlu bir aile tablosu oluşturdum; bana derin yaralar bırakan bu 4 kişi de artık benim ki gibi derin yaralara sahiptiler. Ama işim bitmemişti. Bitirmeme izin vermediniz. Her şeyin başlangıcı olan o lanet köpeğin vücudunu çekiç ile paramparça edemeden kahrolasıca arkadaşlarınız geldi. Tutukladılar beni ve işte beş gündür buradayım. Ve öğrendiğime göre 4'ü hala yan yana bir mezarda yatıyorlar. Hak ettikleri yer orasıydı.Hak ettiklerine yürekten inanıyorum. Pişman değilim. Şu an kendi kararlarını veren ve önemsenen bir bireyim işte. Kendimi özgür kıldım. Bir insan daha ne isteyebilir ki…
Benjamin Morris
08.08.2012
Ben o sırada kedime şaşırarak taşı elimden attım. Ayağa kalkmaya çabaladım. Biraz sendeleyip doğruldum. Etrafıma bakındım. Babam, annem, kardeşlerim… Her şeyden önce bana yaptıkları. İşte o zaman değiştiğimi ve yaptığım bu şeylerde zevk aldığımı hissettim. Kendimi ilk kez özgür hissettim, ilk kez bir birey olmanın farkına vardım. Koşarak garaja gittim. Orada babamın saklı tabancasını aldım. Yerini hep biliyordum zaten. O kadar aptalca bir yere koymuştu ki. Neyse. Bahçeye geri döndüm hepsi babamın başına çömelmiş vaziyette onu ayıltmaya çalışıyordu. Uzun namlulu Smith&Wesson ile mermi bitene kadar karambol atışlar yaptım. Kan ve çığlıkları duymak ve görmekten çok, hissediyordum. Bu duyguyu size anlatamam. Hep içimde yatan bir şeymiş ama bunu fark ettim. Ve evet kabul ediyorum korkuyla yapılan bir şey değildi bu. Zevk için yaptım. Pişman değilim. Kardeşlerim orada can verdi. Annem ve babam ise yaşıyordu. Annemin omuzunu sıyırmıştı bir mermi, bir başka mermi bacağına denk gelmişti. Annemin dizinin bir karış altı kopma derecesinde,bir mermi tarafından parçalanmıştı.Ama babama mermi gelmemişti. Bahçede duran çekici alıp kafasına vurdum, vurdum, vurdum… En son kafasını bir lapa kıvamına getirdiğimi hatırlıyorum. Kardeşlerime dönüp baktım. Korku yüzlerinden silinmemişti. Annem öylece uzanmış yatıyordu. Biraz önce attığı çığlıkları kafamı ona çevirince bitiverdi. Ağlıyor ve saçma laflarla af diliyordu. Acısını dindirmek için yerde duran küreği aldım ve bacağında ki mermi girmiş olan yere vurmaya başladım diklemesine. Sağ dizinin bir karış altı yoktu artık. Çığlıklarına aldırmadan kafasına vurmaya başladım. Kürekle bu iş daha uzun sürmüştü, ama daha zevkli olmuştu. Kafası suç ortağına benzer bir kıvama gelince bıraktım.
4’ ünü yan yana dizip mutlu bir aile tablosu oluşturdum; bana derin yaralar bırakan bu 4 kişi de artık benim ki gibi derin yaralara sahiptiler. Ama işim bitmemişti. Bitirmeme izin vermediniz. Her şeyin başlangıcı olan o lanet köpeğin vücudunu çekiç ile paramparça edemeden kahrolasıca arkadaşlarınız geldi. Tutukladılar beni ve işte beş gündür buradayım. Ve öğrendiğime göre 4'ü hala yan yana bir mezarda yatıyorlar. Hak ettikleri yer orasıydı.Hak ettiklerine yürekten inanıyorum. Pişman değilim. Şu an kendi kararlarını veren ve önemsenen bir bireyim işte. Kendimi özgür kıldım. Bir insan daha ne isteyebilir ki…
Benjamin Morris
08.08.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder