Merhaba tüm Korku Treni okurları. Yazdıklarım ve
yazacaklarım hikayeden öte değil diye
düşünebilirsiz. Amaç bir yerde bu zaten. Ama zihnimizin ücra noktalarına iyi
bakalım. Neler yatıyor? Çocukluğunda psikozlar geçiren, korkutucu
halüsinasyonlar gören tek ben veya arkadaşlarım değil; bunu net olarak
biliyoruz. Bir de şu durum var ki aslında pek çok şey göründüğü gibi değil.
Mesela komşunuzun evinden gelen tıkırtılar belki bir kemik testeresine ait. Ya
da birisiyle konuşurken arkada gelen şeyler aslında tv sesi olmaktan çok uzak;
belki gerçek bir cinayet işleniyor. Gerçek hayattan örnek vermek gerekirse
Ümraniye Sapığının 3 kızı vardı. Hiç beklenmeyen bir insandı. Seri katiller
yine öyle. Her şey göründüğü gibi değil. Peki ya gözümüzü önünde akıp giden
hayat? Ya o da sadece maskelerle donatılmış bir yaşamsa? Bende işte 3 seri
olarak düşündüğüm bu hikayelerde hayatlardan kesitler vermeye çalışacağım. Bu
kesitler en göz önünde olan yaşamlardan gelecek; ünlülerden! Belki de sizlere
de; gösterdikleri hayatlar, benim kurguladığımdan daha az gerçekçi gelecek… İyi
okumalar…
Zeliha bir gecekondu mahallesinde açtı gözlerini. İlkokul da
başarılı değildi. Eğitim hayatı 8.sınıfta bitti. Ailesi fakirdi. Yiyecek ekmeği
zor buldukları oluyordu. Kızlarını okutmak için çok uğraştılar. Ama Zeliha’nın
aklı birkaç mahalle ötede ki zengin ailelerin kızlarıyla gezmekti. Ailesini
sürekli küçümsedi. Babası pazarlarda balon, yara bandı gibi şeyler satarak
geçindiriyordu 5 boğazlı ailesini. İki küçük kardeşi vardı. Annesi gündeliğe gidiyor
bazen de patik örüyordu, babası onları pazarda satıyordu. İşte böyle bir aile
de büyüdü Zeliha. Ama aklı hep paradaydı. Tv de gördüğü hayatlara özeniyordu.
17 yaşında asi bir genç kız gibi geç saatlere kadar geziyordu. Zengin oğlan
çocukların yanında takılıyordu. Ailesinden kimsenin parasının yetmeyeceği
yiyecekleri yiyor, mahallelerine uğramayacak kadar zengin arabalarla geziyordu.
Kıyafetlerinden ailesinin haberi yoktu. Ya uzakta ki anlaşmalı terzisinde
vücudu karşılığında kıyafet diktiriyor ya da zengin arkadaşlarının eskilerini
giyiyordu. 20 yaşında barda tanıştığı 43
yaşında ki evli bir adamla iki yıl boyu beraber yaşadı. 2 yıl sonra adamı
karısından boşandırıp evlendi. Ailesini zaten silmişti. Evlendiği adamın
Çankırı’da tuz fabrikası vardı. Zeliha olan ismini Eda olarak değiştirdi.
Evlendiğinde yeni eşinin zengin muhitte ki evine taşındı. Ev 4+1 di. Ama bu ona
az geldi. Bir yıl sonra zorlamalarla eşine 3 katlı bir villa aldırdı. Dediğini
ikiletmeyen eşiyle gece kokteyllere katıldı. Artık gazetelerin magazin
sayfalarına çıkıyorlardı. Ama bu da bir yere kadardı. Eşi sadece bir fabrikanın
sahibiydi. Bir yerde harcamalarını kısıtlaması gerekiyordu. Ama bu toz pembe
hayat ona da güzel gelmiş olacaktı ki o da kaptırdı karısı gibi.
Evliliklerinin
3. Yılında ikiz çocukları oldu. Çocukları 6 yaşına geldiğinde fabrikayı satmak
zorunda kaldılar. Ellerinde sadece birkaç gayrimenkulün kirası vardı. Evlerini
satıp, eski dairelerine döndüler. Zeliha alıştığı o lüks hayatı geri istiyordu.
Ama eşi artık akıllanmıştı. Eski dairelerine taşındıktan bir ay sonra Zeliha
artık iyice bunalmıştı. Bir plan yaptı. Eczaneden zehir satın aldı. Eşini
öldürecek ve böylece tüm malları üstüne alabilecekti. Ama hayat buna izi
vermedi. O gün eşi kendi silahıyla intihar etti. Ardında bir çok borçtan başka,
iki de çocuk bıraktı Zeliha'ya. Tüm malları satan Zeliha baba ocağına döndü.
Kendini kabul ettirmesi zor olmamıştı. Babası ve annesi artık iyice
yaşlanmıştı. Babasının zorlukla yatırıp kazandığı emeklilik maaşından başka bir
şeyleri yoktu. Zeliha'nın eve dönmesinden iki hafta sonra anne ve babası;
yattıkları odada ki sobadan zehirlenerek öldüler. Kimse gözü yaşlı Zeliha'dan
şüphelenmedi bile. Bir hafta sonra Zeliha birkaç partiye gittiyse de kimse
yüzüne bakmadı. Zaten az olan parasını o partilerde bitirdi. Çocuklarının
ihtiyacı ise bitmiyordu. Bir ay, parayı ilk günden borçlara yatırdı. 3 gün boyu
evde ki artıkları yediler. Borç alacak kapısı yoktu. O partilerden biri de
duyduğu bir hikayeyi hatırladı Zeliha aç karnıyla. Duyduğuna göre çok zengin
birkaç aile Afrika dan getirttikleri çocukları yiyordu. Zaten evlatlarına zerre
değer vermeyen Zeliha’nın pek aklına yatmadı bu başta. Ama yavaş yavaş bu
merak,açlıkla beraber beynini kemirmeye başladı. Onları doğururken ki acılarını
hatırladı.O özendiği bedeninin hamilelik yüzünden ne hale geldiğini düşündü.
Sürekli bir şeyler isteyen, etrafta dolaşan mide bulandırıcı farelerde ne
farkları vardı??Bu sorularla beraber zihnini onları yemek yapma düşüncesi
olgunlaştı. Aç kalmaktan iyiydi hem. Çocukları uykularında bayılttı. İlk
çocuğunu mutfakta yere yatırıp kesti. Diğer kardeşine bunu izletti. Ama hiçbir
şey kolay olmamıştı. Kendi günlüğünde yazanlara bakacak olursak bunu
anlayacağız;
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhK_CjGLckygFgrCr6Fqv7eKrfFYiJvD7nDaIikfQznzrhbTY7PZDjx_9ftjOMa0op6_qIhjtw1qi-CA-8XSoEwew2KqwPItj8XPU04_e6vnoRgGI_-V1XFannZaEJi8fELZHGjb86vHyN_/s320/Mother-Blood-Wallpaper.jpg)
Bir hafta sonra yemeği bittiğinde kardeşinin etiyle
beslediği, diğer çocuğunun kafasını taşla ezerek öldürdü. O et de bitince eski
bir arkadaşının evine gitti misafirlik mahiyetinde. Gitmeden önce polislere
çocuklarını kaçırıldığını söyledi. O mahallede bu tür şeyler hep olmuştu. Kimse
yine şüphelenmedi gözü yaşlı anneden. Birkaç gün arkadaşının yanında kaldı.
Gideceği son gün arkadaşında birkaç parça mücevher çaldı. O kadar çoktu ki
mücevherler, arkadaşının hırsızlığı fark etmesi imkânsızdı. O parçaları satıp
eskisi gibi barlarda avlanmaya çıktı; zengin bir koca için. Bu sırada yaşadığı
mahallede bir çocuğu daha kaçırdı. Etinin daha taze olması için bu sefer
canlıyken ihtiyacı olduğunda parçalamaya başladı. Bu 4 gün sürdü. Çocuğu
kaçırdıktan iki hafta sonra barda diğerinden daha zengin bir koca adayı buldu.
İki ay sonra evlendiler...
Zeliha artık yeni ismiyle, yeni evi ve kocasıyla çok mutlu.
Sosyetede isimleri hep e başlara yazılı. Arada bir yardım kampanyaları
düzenleyip Afrika ülkeleri gibi fakir ülkelere gidiyor. Üç çocuğu var. İkisi
evlatlık. Kendi ayrı olarak tuttuğu, gözden uzak ev ise şu ana kadar 21 kayıp
çocuk vakasının çözüm noktası.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder